Tamam şimdi kendini acındırma. Çıplak gülümse kim kaldıysa. Ellerinin güzelliğini, dokunuşundaki yüceliği farket. Hissedebilişinin hissiyatına var. Güçlü ama dağınıksın. Suratın rüzgardan sayısızca darbe almış. Bi şeyler sonsuz mutlaka. Kim kaldıysa… Bir parça parşömene onu yaz kendini değil. Zaten mürekkep sensin. Zaten fazlaca varsın bu bataklıkta. Kolların gökyüzüne uzanabilir. Farketmeden kurduğun bütün cümleler devrilmiş olabilir. Çıplak bak içindeki kusursuzluğa. Pürüzlerin kapatılmaya ihtiyacı yok. Elinden geleni yapmadan önce sessizliğin bencilliğini de yaşa. Ay’ın yalnız kalmaya ihtiyacı var. Onca şey kaybolup gitsin.. Sadece sen anla. En kaliteli şarabını özel bir gün için saklama. Mesela gözlerini okyanus mavisine benzettiğin o hiç tanımadığın ve hiç tanımayacağın kişi için iç. Çıplak iç. Daha önce karşılaşmadığın insanları özle. Saçların başının çaresine bakabilir. Aç eski şiirlerini oku. Yarım kalanlara tekrar başla. Yorulduğunca çabalamalısın. Hala elindeyken varlığın, abartmaktan kaçınma. O eksiklik var olacak ömrün boyunca. Seni tamamlayacak. Dudaklarında sıcaklığını hissettiğin bir soluğun ortasında gelip seni yaşatacak. Tarifsiz duygular var tam göğüs kafesinde. Baş edemiyorsun düşüncelerinle. Ve biliyorsun. Bir harfin eksikliğinin kelebeğin bir kanat çırpışıyla eşdeğer olduğunu hayatta.. Vakit gelirse konuşmaya gerek yok. Vakit biterse çıplak vedalaş.