Ölümün yaşı olmalı aslında. 15 yaşındaki küçük bir çocuğa ölüm nasıl yakışır ki?Üstü nasıl toprakla kapatılır?O toprak bu insanlığın ayıbını,vicdansızlığını kapatmaya yeter mi?Dökülen gözyaşları bu kara lekeyi silebilir mi?Verilen sözler,edilen teselliler o aileyi iyileştirebilir mi?Her şeyi geçtim bunların hepsi Berkin’i geri getirir mi? 15 yaşında bir çocuk…Artık bu durumda insan aklıyla değil kalbiyle düşünsün.Vicdanıyla baksın.Berkin artık büyüyemeyecek,liseye başlamadı bitiremeyecek de.En masum aşkını yaşadı.”O iki günlük kişiyi seçti, sözde geçen seneden beri beni seviyormuş” sitemle sevginin en masum hali bu işte.Bir daha bunları hissedemeyecek Berkin.Şimdi senin,onun,bizim gördüğümüz çiçekleri göremeyecek.Senin gidip izlediğin bir filmi izleyemeyecek.Yeryüzündeki bir insanın,bir çocuğun kurduğu binlerce hayal yok oldu.Binlerce umut öldü.Yeryüzünden gelecekte atılacak olan binlerce kahkaha duyulmayacak artık.Bir nefes yok artık.
Duymak istemiyorum artık küçük bir çocuğu lekeleyecek vicdansız sözler. Örgütteymiş,halay çekmiş,sapanı varmış,taş atmış…Lütfen söyleyin küçük çocukların attığı kaç taş adam öldürmüş?
269 gün. 269 gün yaşadı umut.Direnen bir umut…Kapıda dualarla,gözyaşlarıyla bekleyen insanlar.Türkiye 16 kilo olan koca bir umudun altında ezildi.Utandı.
Her şeyi geçelim.Evlat acısı bu.İnanamaz insan evladının öldüğüne.Nasıl inansın ki her gün gördüğü,sarıldığı,öptüğü evladının bir gaz fişeğiyle öleceğine.İnanamaz ki çünkü küçük o.
Akılla,mantıkla düşünülecek,konuşulacak şey değil bu.Siz susun.Vicdanlarınız konuşsun.Başkaları sussun dinlemeyin.Sadece vicdanınızı dinleyin.O çocuğun neler kaybettiğini dinleyin.O ailenin elinden alınan ve bir daha geri gelmeyecek olan bir evlat.O ailenin yüreğine yerleşmiş ve ömür boyu yaşayacakları bir acı var.Türkiye’nin hatta dünyanın tarihinde büyük bir utanç var.Berkin bir umuttu. Ve Berkin gitmeden önce insanların yüreğinde bir umut daha bıraktı.Hesaplar sorulacak,her şey düzelecek ve insanlar BİR olacak umudunu.Direnen bir umut…