bir düğün vardı dün gece
sabaha kadar sürdü eğlence
su gibi aktı
votka rakı şarap
zengindi sofra boldu meze
ışıl ışıl bir kırbaç
tanrı elinde
ne zaman gezdirse kırbacı
bulutların üstünde
ışıdı gökyüzü yandı
ardından şiddetli gürültü
korktu uyandı derin uykudan
ağaç dallarında uyuyan kuşlar
altını ıslatmış korkudan
tir tir titriyor bulutlar
bir ara düğün marşı çaldı
düğün evini bir telaş sardı
boşa çaldı vals
ortada
ne gelin ne damat vardı
tarih böyle düğün görmedi
zoraki gülümserken dudaklar
kirpiklerden sicim gibi aktı gözyaşı
ortalığı sel aldı.