Gün cumartesi, aylardan Haziran,balkonda ki köşemdeyim, cırcır böcekleri, garip bir sıcak,komşuların çay bardaklarından gelen o harika ses “gerçi ben şekeri bıraktım ” ama o çayı karıştırma sesi çok hoş bir tını, koyu sohbetleri ve kahkahaları ne güzel bir cumartesi akşamı bu böyle ama yine eksiğim… O yok sebepsiz yere yok ah hiç bir neden yokken yok.
Bu eksiklik ne büyük bir alışkanlık yaratmıştı bende inanamazsınız, içten içe özlem, kırgınlık,kızgınlık,öfke ve sanırım hâlâ bitmeyen o sevgi bu nasıl bir sarmal bu nasıl düğüm çözemiyorum zaten ne zaman dur şu düğümü çözeyim desem bir ilmek daha atıyorum. Sahi sizinde var mı böyle ne olduğu belli olmayan aşklarınız? Öfke dolu olup ama içten içe özlediğiniz adamlar/kadınlar var mı ? Gözünüzü kapattığınız da bir anda gözünüzün önünde beliriyor mu görüntüsü? Her gece uyumadan önce ilaç niyetine onunla onun haberi olmadan dertleşiyor musunuz? İçinizde ki tüm sohbetler karşılıklı yeni bir sohbeti açıyor mu? Gitmiyor dostlarım bu adam gitmiyor fakat gelmiyor da dünyanın bir tarafını zindan etmiş gibi sanki ama bir tarafı cennet gibi, bir o tarafa gidiyorum bir bu tarafa. Bir ateş oluyorum yanıyorum ,bir su oluyorum berrak tertemiz akıyorum.
Bizim için de bahar gelir mi ? Ağaçlar çicek açar mı ?
Güzel bir bahçe diliyorum, tüm renklerden çiçeklerle dolu olsun biraz da kitap…
Ve artık su aksın yatağını bulsun.
İstiyorum.