çocuk.. kimdir çocuk?
deyişinin hemen ardından, aklınıza kendinizden, dünyaya selamını çakmış, belkide dünyanın selamını alamamış olan yavrunuz gelebilir, eğer dünyada yeterince yürüdüyseniz. yada, “aah en güzel çocukluk, son çocukluk bizimdi” dediğiniz o 80’ler, 90’lar kuşaklarına ait gülüşleriniz gelebilir gözlerinizin önüne.. top kavgaları yaptığınız, hemen barıştığınız; o köşede oynatılmayan çocuğa için için üzülürken, oyundan atılma korkusuyla ses çıkaramadığınız günleriniz geliverir. belki de köşedeki yanakları utanç, öfke ve üzüntüden kızarmış çocuk sizsinizdir.. kim bilir?
işte böyle bir çocuk. ufaltılmış özetlerin içinde bile için için üzülebilen, büyütmekle incir tanesi kadar bile yer kaplayamayacak olan öfkelere sahip olan.. günümüzün koca koca adamları kadınları da onlar işte. köşede oynatılmayanlara bakanlar. sadece bakanlar ama. zira için için üzülmelerinin onlara ya da o köşedekine bir faydası olmayacağının farkındalar, ve üzülmekten vazgeçiyorlar. çünkü topun sahibi olan çocuk kızgın. çünkü topun sahibi onları bu diyarlarda sadece tek bir top olduğuna, o topun da ona ait olduğuna öyle bir inandırmış ki bundan sonra rengarenk balonlar bile açamaz o eskimiş çocukların gözlerini. topa o kadar odaklanmışlar ki eğlenmeyi unutmuş eski çocuklar.
eskiden nasıl severlerdi! meşhur bir söz vardır; çocuk sevgisi, saf ve su katılmamış çıkar beklemeden olur. tertemiz. iyide kardeşim, ne kirletti be o zaman bu kadar beyaz örtüleri?
çocukların sevgileri niye kirletilmez biliyor musunuz? çünkü, çocuklar köşedekini yargılamazlar. çünkü çocuklar köşedeki oynasın diye topun sahibiyle kavga edebilirler, oyundan atılmak pahasına. ne var canım? eve gider annesinin köy tereyağı sürdüğü mis gibi ev ekmeğini kemirir evin bir köşesinde. artık öyle değil. ekmek çocuklara yetmiyor artık. aynı ekmeği daha güzel anlatanların peşinde, daha güzel, daha doyurucu olduğunu sandıkları ekmeklerin peşinden koşarken ekmeksiz, aç bilaç kalıyor zavallı eski çocuklar.. eskiden tek kişilik ekmeği dört kişi paylaşırdı onlar, şimdi dört kişiliği kim tek başına kapacak diye kıyametler.!
eskidi çocuklar, eskidi, eskidi..
siz bir ufaklığa onu en sevdiği yemeği Çarşamba günü yemeye götüreceğinizi söylerseniz ve götürmezseniz, bunu Perşembe günü unutmuş olur. unutkandır çocuklar. kötü ne varsa, işte ona karşı dimdik unutkandır. modern dünyanın eskimiş çocukları şimdi Çarşambalar için Nisanlar Mayıslar kadar kızıyor.
belki bu acayip satırları okuyan zat -sen- bir çocuğa sahiptir? şimdi sana -değerli zat- önerim, ona çocukluğunu bu betonlar arasında yaşat. küçük ellerine hayal dünyasını zeval dünyası yapacak, her sene bir üst modeli çıkan o zımbırtılardan verme. ona eskileri öğret, eskileri yaşat. varsın eski kafalı olsun. eski kafalı çocuk bir insan, içinde elektrik adamlar dolaşan kara kutular karşısında hayatla olan renkleri unutmuş bir dünya sahibinden emin ol çok, çok, çok, çok daha iyi.
bize biz olduğumuzu hatırlatacak çocuk. insanlığı kurtaracak çocuk.
adam olacak çocuk.
dünyayı çocuklar yönetsin demişler. olur mu öyle şey be kardeşim! el kadar çocuğa dünya mı emanet edilir?
ediyoruz ya?
sen çocuk değilsin demek dünyanın sahibi olan insan!
demek ki sen hiçbir şeye sahip değilsin.
bazen bir çocuk, yeryüzündeki tüm büyüklerden daha büyük.
yanılma.