Bu sabah uyandım,
Ve başlamış eylül
Öyle başka aylara benzemez o,
Hazan ve hüzün yüküdür.
Ağustostan yorgun,kasımda üşüyecek
Yere düşen her yaprakta sevda ve acı barındıran yalancı bir güneş,
Bazen de dalına tutunmuş yeşil bir felek.
Kimisine isim kimisine dönek.
Hepsinden öte,
Eylül gelir ve bunun şiir olduğu söylenir
Kahramanını ararken mısraların kaçırıldığı,
Her mısrada sarının ve turuncunun ton açtığı
Hem güzü hem yazı yarım yaşayan
Herkesin bir parça çalıp kaçtığı
Tabip reçetesinde karmakarışık solgun bir sarı.
Yaka paça kurtarılmış renk seyyarı.
Gül bülbüle aşık
Yaprak eylüle..
İnanmak ne mümkün ..
Ve her şey olması gerektiği gibi değil.
Sen mavi seversin
Bir lacivert bağdaş kurar odana
Ve öğrenirsin eylül karanlığında tüm renkler siyah olunca
Yaşadığın,sevdiğin,geride bıraktığın ne varsa
Hafızanı eşeleyen bir şarkı gibi dilinde yalan yanlış
Kuytuda biriken yağmurundur artık göz yaşları.
Şirin Ferhat’a aşık
Ferhat geçilmez dağlara
İnanmak ne mümkün.
Eksik kalan,
Yola çıkarken son durak diye niyet ettiğin
Müsait bir yerde bırakılan unutulmuşluk hissi.
Dünde kalan günler eskidiğinde
Birde çalınan gençliğimiz uyuyan mevsime eklendiğinde..
Cemaller,Edipler,Nazımlar kalem edindiğinde
Bitenin ve bitecek olanın yeni yaridir eylül..
Leyla Mecnuna aşık
Mecnun çöl kumuna..
İnanmak ne mümkün..
Sen mavi seversin.
Eylül gelir,
Ve bunun şiir olduğu söylenir.
Sen kusura bakma ağustos yorgunu,
Kötü olan şairler..
Mavi bir eylül yüzünden..
Fatih AKGÖZ