Harflerim de biliyordu oysaki senden başkasını yazmayacağımı, senden başkasını sevmediğimi ve sevemeyeceğimi. Ayrılığı yazdırıyorlardı bana hep; ölümsüz olduğunu hatırlatmak ister gibi. Şimdi anlıyorum yalnızca kendimden ayrıldığımı, benle seni ayrılık sığdırmazdı ki içine. Kalbim ölüyor; kalbimi açıp baksalar sensiz geçen her yeni güne bir ölüm sığdırdığını görürler. Sevmek bana uğramıyor artık, kimseyi sevemiyorum. Kalp çarpıntısı, mutluluk yuvası, umut Dünya’sı benden hep uzakta. Cümlelerim de biliyor senden başkasını hiçbir zaman bu kadar sancılı yazmadığımı, yazamadığımı… Ölümün yaşayan tek gerçeğisin. Sen beni hiç anlamadın, anlasaydın heba olmazdı gençliğim. Ölme bitme diye diye sonunda ben öldüm de bittim.
Ne olur gel, anla ki ben seni kimsenin seni sevemeyeceği kadar çok sevdim. Anla ki aşk acımın tuzunu sensizliğe ilave etsem dahi itirazsız tükettim, yüklendim. Ağlıyorum. İşte yine her zamanki gibi! Hiçbir gözyaşım seni bana getirmedi, nafile yağmur damlasıydı hepsi. Ben senden başkasını kavrulurcasına sevmedim. Anlamadın ya neyse işte… Nefes alamıyorum. Örtünürüm sessizliğe, gömerim kendimi de, yine de bazı bazı yaşamak gerçeği saracaksa beni, o seninle olsun. Seni kalbimde sakladım, başkasıyla paylaşamam bilirim. Ölüm kovaladığında beni, yanımda sensizlik olmasın da sen ol. Yalnızca bir tanıdık gibi. Biliyor musun kalbim çok acıyor… Ben onu hiç böyle güçsüz yenik ve acılı görmemiştim. Kıymetini bilemedim mutlulukla attığı günlerin. Senden başkasını istemedi, haklıydı. Kalbimde aşk senden başkasına Yakışmadı ki.
Gözyaşlarımın mendili, acılarımın dermanı, sensizliğin düşmanı; Dakiktir acılarım, bir saniye şaşmaz. Seyircisi olsan bile Haydi gel… Bende dört mevsim Saklıdır eğer istersen, yürüdüğün yolun kaldırımı saysan da beni, öylece basıp gitsen de gel. Ben yürüyemedim sensiz, durdum; kaldım öylece. Elimden tutup karanlığa atacak olsan da yine de gel. Karanlıklar köksüz hatalarımın yoldaşı olur belki; belki ben aydınlatırım her şeyi seninle. Görmüyor musun sevgilim? Bahaneler yine bana kaçtı. Cümlelerimin hadsizliğine bakma sen, onlar yalnızca en çok benim için üzülüyorlar. Her şeyi bırak, saniyelik sevincim dahi olsan gel… Sevinmeyeli öyle çok oldu ki, mutluluk kürsüsünü senin sevdiklerine bağışladım sanki. Cömertliğime ödülün olsun gelişin…
Dilara AKSOY