
Bir an için dünyada tüm doktorların yok olduğunu düşünün; Kim kimden şifa bulurdu ya da kim ne kadar kendine iyi bakar ve sağlık bulurdu?
Bir an için dünyadaki tüm çiftçilerin yok olduğunu düşünün; Kim nasıl toprağı işler ve ne zaman tohumun ekilip, biçileceğini bilebilirdi?
Bir an için dünyada bulunan tüm öğretmenlerin yok olduğunu düşünün; Kimden neyi ve nasıl öğreneceğini bilebilir ve kime neden diye sorular sorulurdu?
Bir an için dünyadaki tüm tamircilerin yok olduğunu düşünün; Bozulan arabanızı ya da herhangi bir aletinizi nasıl tamir eder ve hangi parçasının bozuk olduğunu nereden bilebilirdi?
Dünyada geçirdiğimiz süre içerisinde büyük bir çoğunluğumuz aldığımız eğitimlerle, yaşadığımız tecrübelerle belli alanlarda yetkinliğimizi oluşturmuş ve hatta çoğumuz belli uzmanlık alanları oluşturmuş, spesifik konularda kendimizi geliştirmiş durumdayız. Peki hayatın sürdürülebilirliği için gereken en temel alanları hakkında neden bu kadar bağımlı durumdayız?
Elbette her alanda uzmanlaşmak mümkün değil ancak yaşadığımız bölgede hangi mevsimde ne yetişir, nasıl yetişir, ne zaman hasat edilir ya da soğuk kış aylarında üst solunum yolu enfeksiyonuna neler iyi gelir? Araba tekeri nasıl değiştirilir? Bahçede bir tarafı göçmüş duvarı tamir için ne kadar çimentoya ihtiyaç vardır?
Kaçımız modern hava durumu tahminine bakmadan dışarı çıkarız? Peki meteoroloji balonlarının hepsi bir anda patlayıp yok olsa, kimden ve nasıl yarın havanın nasıl olacağını öğrenebiliriz? Eskilerin tabiri ile yılın en soğuk zamanları olan “Zemheri” ne zaman gelir? Ya da “Cemre” havaya, suya, toprağa ne zaman ve neden düşer?
Belli ve basit bilgileri her geçen gün daha da unutup, bu konuda uzman olan kişilere daha çok bağımlı bırakılıyoruz. Her ne kadar kendi ameliyatımızı yapamayacağımız ve bir çok hastalığımızı tek başımıza geçiremeyeceğimiz gerçeği doktorların varlığının ne kadar önemli olduğunu anlatsa da; en azından mevcut durumu stabil hale getirecek veya bazı durumlarda gerekli yardım kuruluşuna gidene kadar zaman kazandıracak sağlık bilgisinden de kişinin kendini mahrum bırakmaması gerekir. Bu tarz bilgilere sahip olmayan ve basit bir arıza yüzünden arabasını sadece sürme alışkanlığı olan kişiler bir gün gece karanlığında herhangi bir dağ yolunda yaya kalabilirler. Hele yanında yiyecek içecek bir şeyde yoksa etrafta yenilebilir bitkilerin neler olduğunu bilmediği için en yakın yardım gelene kadar aç ve susuz kalmak zorunda kalabilirler.
Binlerce yıl önce insanlık kendi yiyeceğini nasıl bulacağını, toprağı nasıl ekip, ürünü nasıl hasat edeceğini öğrenip aç kalmaktan kurtuldu. Ama bugün o kadar çok uzmanlık alanı oluşturuldu ki; en basit şeylerde bile birilerine muhtaç olmak zorunda bırakıldık. Zamana hükmederken, bölümlenmiş zamanla köle haline getirilen bizler ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek donanıma sahipken bilerek ve yapılandırılmış bir şekilde muhtaç konumuna evrildik. Döngüsel zamanı yorumlama yeteneği olan bizlerin yerini çizgisel zamanın şartlandırılmış denekleri aldı.
“Cin lambadan çıktı ve hiçkimse tekrar geri koyamıyor”
Dipnot: Zemheri: Yılın en soğuk zamanı olup 14 ocak ile 13 şubat arasında geçen süreyi tanımlar. Cemre: Kış mevsiminin yavaş yavaş bitip baharın gelişini önce 20 şubatta havaya, 27 şubatta suya ve 6 martta toprağa düşerek haber veren doğa olayıdır.
Ertan Yavuz/ icaforiz_