Bir güzdü ki
Sımsıkı sarılmıştı
Yapraklar dallara
Onlar ki
Adını gördüğüm damarlarında
Bir hastalığın pençesinden
kurtulmaya çalışır gibi
Ama yenik ama solgun
Sararmıştı…
Rüzgar da acımazdı
Üflerdi ölümün nefesini
Nasıl da sallardı
Dökülürken yapraklar
Çalardı hatıraların kapısını
Yoğun bir hüzünle sunardı
Eski bir güzden kalma,
henüz tutulmamış bir yası.
Süzülürdü gözyaşların
Bir yol çizerdi yanağına doğru
Silerdin…
Sarardın yüzüne yine o sahte
gururu
Bir damla ki
Yarım kalırdı yolculuğu
Ama acı ama doğru
Anlamazdım
Anlatamazdım kimselere de
Nasıl olacaktı bu işin sonu
Yağmurlar kucaklardı geceyi
Issız, tenha, dar sokaklar
Çekerdi ay güneşe perdesini
Yanardı bir bir lambalar
Çıkartırdı yüzeye bütün korkuları
Öyle bir yenilgi ki
Yitirmek;
Yeni bulmuşken hayatı
Bu yüzden daha bir anlama binerdi
böyle gecelerde
Düşünmek intiharı.
Bir çığlık eşliğinde sarardı < dört yanımı
Nerden geldiğini bilmediğim
Bir garip sızı
Ama bitmez ama tükenmez
Uyanmaz sabaha
Sürüklerdi yağmur umutlarımı
Çarpardı kaldırım taşlarına
Aldırmazdı…
Gece, yatağıma uzanırdı
Yapışırdı boğazıma
O eller ki
Üzerimden gitmez daha.