Ah şu girişler beni hep aksatır size özel bir hoşgeldin seramonisi hazırlamak isterdim ancak bu işleri pek beceremem.
Dünya’da bunca usta kalem varken bir şeyler yazmak istediğim için öncelikle beni mazur görün. Şimdi size ne anlatacağımı,
merak ediyorsunuzdur değil mi ? inanın bana bu anlatacaklarımın konusunu bende bilmiyorum. Sanırım kendimi de bu yüzden
ifade edemiyorum belirli bir konu olmak zorunda mı ki ? içinizi bayacak herkesden duyduğunuz o kalıplaşmış dert cümleleri
kurmayacağım ama şunu da hatırlamakta fayda var acı evrenseldir efendim evrensel. Ben diyorum ki hayaller mahallesine taşınalım sizinle.
Hayaller mahallesi de ne ? dediğinizi duyar gibiyim; Burası öyle bir yer ki burada ki insanların hayal etmekten başka bir çıkar yolları yok
bu mahalleye de gerçekler tarafından kentsel dönüşüm geleceği söyleniyor ama siz boşverin düşünmeyin şimdi bunları. Sonuçta umutlarımız için
direnmiyor muyuz bu hayatın bize acımasız gözüken tarafına? bu mahalle halkı çok mütevazi çok alçakgönüllü insanlar ile dolu.
Kimsenin perspektifinde çıkarcılık kazanma hırsı gibi duygular yok ancak kaybetmek diye bir kavram var ki bu mahallenin senelerdir muhtarı
Uzun bir zamanda gitmez gibi buradan amann ne olacak canım vicdanımızdan başka kaybedecek neyimiz kaldı ki? zaten.
Bu mahallenin yüz ölçümü oldukça ufaktır ancak içerisi o kadar geniştir ki bulutlara kadar uzanmakta güçlük çekmez.
Ve ben biliyorum ki bu mahallede kimse kimseye tutamayacağı sözler vaad etmez , kimse kimsenin sırtına saplamaz o bıçağı kanatmaz yüreğini.
Ben mesela uzun zamandır gidemiyorum o mahalleye , malum hayat dalgınlığından galiba. Bir kez gitmiştim topu topu zaten. Penceremden içeri bir davet beklemekteyim dahala.
İnsanoğlu o kadar tehlikeli ki birine onu sevdiğinizi söylediğiniz vakit sizden bir şey beklediğini düşünür. Acaba ne istiyor benden diye soru döngüsü başlar bilinçaltında.
İnsanları bu düşünceye iten şey ise diğer insanlar bu yumak yuvarla yuvarlana çığ halini bulmuş durumda. İnsanlar birbirlerini sevmek için illa birbirini tanımaları mı gerekiyor?
Ya da şöyle söyleyeyim insanlar neden sevgi denilen kavrama adeta bir hasım gözüyle bakıp onu üzülüyorlar. Sevgi çiçek gibidir derdi mahallemizden(bizim mahalleden) Naime abla
”Sevgi çiçek gibidir ona ilgi göstermezsen her gün sulamazsan günün birinde ölür gider.”
Belki de bizim hayaller mahallesinde ki ”Gerçekler” isimli kentsel dönüşüm projesine;
Sevgi denilen kavram ile hayır deriz kepçelerin önüne gönlümüzce atlarız belki de ? neden olmasın.
Benim artık gitme vaktim kafamın içinde adeta süren doldu der gibi kaderin çanları çalıyor.
Yüzünüzden gülümseme kalbinizden sevgi eksik olmasın. Gün gelir pencerenizden davet gelir belki de bu sihirli mahalleye.