HAYALPEREST KEDİ
Hayallerim olamasaydı umudum da eksik kalırdı benim. Eksik bir umutla yaşamaya çalışmaksa amaçsızca yaşamaya çabalamak olurdu.
Hayallerim her zaman yaşama olumlu bakmamı ve en keyifsiz anlarımı, en karamsar zamanlarımı renkli ve keyifli bir hale getirmemi sağladı. Bazen her insan gibi bende karamsarlık yaratan duyguları çok derinden yaşıyorum. Tamamen umutsuzca; hayatımdaki her şeye lanetler yağdırırken, içimdeki ”kırgınlık zehrini” umarsızca dışıma akıtırken, geleceğime zifir karası gözlerle bakarken, en çok değer verdiğim varlıklara karşı ”geçici” güvensizliğimi yaşarken kendimi bedbaht bir halde buluyorum. Bu kadar yoğun duygular yaşarken, bazen bu duyguları ağlayarak dışa vururken birden hislerimin değişmeye başladığını algılıyorum. İçime bir huzur yayılmaya başlıyor. Sanki bir peri sihirli değneğiyle dokunmuş ve başımdan aşağı pırıl pırıl sihir tozlarını yağdırmaya başlamış. Az önceki karamsarlığım, karanlığım yağmur sonrasında, bulutların ardından gülümseyen güneş misali aydınlanmaya başlıyor. O anlarda kendimi olmak istediğim yerlerde tatil yaparken ya da gelecekte yaşamayı planladığım o sahil kasabasının yerlisi olarak buluyorum. Ben kötü anlarımda hayal kurarak kendimi toparlıyorum. İyi ki böyle bir duygum ve geniş bir ufkum var.
Ben sadece canım çok sıkkın olduğunda hayal kurmam. Ben geceleri uyumadan önce de film tadında uzun hayaller kurarım dakikalarca. Sonra kendimi yüzümde bir tebessümle yakalarım; eski Türk filmi izlemişim havasında. Ve bu keyifle daldığım uykularım daha rahat olur; beni sabaha keyifle çıkartacak bir huzurdur bu tebessüm ettiren hayaller.
Sadece film tadında tebessümlü anlar geçirmek veya zor anları kurtarmak amacıyla da hayaller kumam ben. Hayallerim hayatımı değiştirmemde ilk adımlar olmuşlardır çoğu zaman. Duyusal ya da devinimsel dünyamla ilgili eksik olan veya yanlış giden şeyleri kavramamda ve sorgulamam da da ön ayak olurlar. Bu eksiklerimi hayallerim sayesinde giderir ve daha hafiflemiş hissederim kendimi.
Ve ben bazen aylar bazen haftalar sonra kendimi hayal ettiğim yerlerde görürüm. İnsan kendini görmek istemediği yerde hayal etmez zaten; hep görmek istediğimiz yerde hayal ederiz. Ben bunun keyfini yaşadım. Yıllar ya da aylar sonra hayatımın geçmiş kısımlarına baktığımda, daha önceden hayalini kurduğum yerlerde, zamanlarda ve kişilerle bulduğumda kendimi; kendimi çok özel hissettim.
İnsanoğlu en çok kendisiyle baş başa kaldığında dürüsttür; en çok kendine dürüst. Hepimiz kurduğumuz hayallerin gerçek olmasını isteriz ama sonra onların hayal olduğunu hatırlar ve vazgeçeriz hayallerimizin gerçekliğinden. Oysa hayallerimizin sınırı olmadığı gibi inancımızın da sınırı yok. İnanmak başarmanın yarısıymış. O halde hem hayal kurar hayalim kadar mutlu olurum hem de hayalimin gerçekleştiğini görür mutlu olurum.
Nerede olmak istersem oradayım, ne olmak istersem oyum, nasıl olmak istersem öyleyim… Mutluyum, huzurluyum… Hayalperestim.
KASABANIN KARA KEDİSİ