İnsanlar her fırsatta günlük yaşantılarından duydukları memnuniyetsizlikten bahis açar, buna mukabil içten içe her türlü değişime cephe alırlar. Rahata alışkın varlıklarız, iniş çıkıştan ziyade denge hâlini arzuluyoruz. Zaman zaman sıkılsak da, konfor alanımızın çizdiği sınırdan bunalsak da bunların muhassalası duvarları yıkmaya, dengeyi bozmaya yeterli değil. Netice? Risk almıyoruz. Büyük başarıların çizgiden saparak alınan radikal kararlar ile kazanıldığını biliyoruz, önümüzde yaşamımıza büyük esenlik ve saadet bahşedecek potansiyelde kazanımlar var, içimiz içimizi yiyor ama o riski almıyoruz.
O riskin alınmasını salık verecek değilim.
Ama benim ne yapıp ne yapmadığımdan bağımsız olarak,
o risk,
o radikal değişim,
o potansiyel kazanım orada,
karşımızda.
Hayran olmaktan kendimi alamıyorum.
Ne ulvidir benliği çepeçevre ihata eden kudretli hisar,
ne uludur değişime geçit vermeyen burçlar.
Kuşkusuz, surlarında büyük bir kaosu tutuyor.
Hayıflanmamalı.
Teşekkür etmeli.
Görsel: Das Friedhofstor, Caspar David Friedrich
Göktuğ Kaan Kara