Soyağacımdan bir dal kestim
Kahrın çöplüğünde çürüttüm meyvelerini
Kusursuza ilk şeklini ben verdim
Biçimsiz bir kalıba döktüm ham maddeyi
Kelimelere emirler yağdırdım:
“Beni dinleyeceksiniz!“
Sarıya çalan bir kamburum vardı
Ne yaptıysam gözlerimi sokamadım içine
Kan kırmızı bir çift gülle salladım gökyüzüne
Ellerim kana bulandı
Kelimeler fısıldadı: “çaren var!”
İnanmadım
Zodyak beni kubbesinden azad etmiş
Öfkemi saklayamadım. Bu son!
Mayıs’ı sildim takviminizden
Size bir leke borçluyum!
Çirkin, hasta sokak köpeğinin
En pis öksürüğünü
Paslı hançeri cumhuriyet meydanına sapladım
Sizi duymuyorum!
Dokunma! Seni de duymuyorum
Sarığımda bir cücenin imanı dolu
İsyanımı bastır
Bak! kelimeler gitti
İçimi sökmüşler aldırmadım
Kolay oldu kürtajım
Nemrut’un rüzgarında ciğerlerim uçurtma
Yüreğimi Antiochus’un yüzüne sıvaştırdım
Bir şarkı omzuma dokundu:
“Ne yaptın çocuk?”
Sırtladım ne var ne yoksa
Çantama kahrımı doldurdum
Kalemliğime parmaklarımı
Omzumda bu iğrenç organizmayla
Aksaray çatında
Son kez ateş aradım
Anahtarın kertiğine diş biledim
Aç şunu! Çilingirleri sikeyim!
Şefkatimden kıramadım kapıyı
Kelimeler seslendi:
“Küfür yok”
Bir başlangıca bin tövbe sığdırdım
Pişkinliğimi mazur gör ey ebed!
Bu benim son çırpınışım!