Marina Abromoviç, ölmeden ölümü sahnelenen,vücut akımının en büyük sanatçısı…Kanıtlanan bir aşkın başrol oyuncusu…Sırp asıllı bir performans sanatçısı ve ilginç gösterilere imza renkli bir kişi.
Hayatı zorluklarla geçmiş Marina’nın.Çlışmış didinmiş,annesi ile bir başına.Ama hiçbir zaman hayatından memnun değilmiş.İşte bu zorluklar yüzünden kısmi bir bunalıma girmiş ve başından genç yıllarda bir evlilik geçmiş.Geç olmadan bunun hata olduğunun farkına varmış ve kendini tamamen o yıllarda başlamış olan bir akıma vücudunu adayarak girmiş.
Toplumlara yaşayan bir sanatsal obje olarak tanıtmak istiyormuş ki senelerce de yapmış bunu.Zaten hayatının bu dönemi onun en bilinen,çarpıcı bir o kadar da sıradışı dönemi olmuş.
Marina boşandıktan sonra Amsterdamda bundan sonra hayatının en önemli oyuncusu Ulay la tanışacağı bir oyunda oynamış.Yine performansını sergilemiş Marina.Lakin kendini kırbaçlayarak…Bunun bir hata olduğunu düşünen Ulay da derhal performansı durdurmuş ve yaralarını sarmış Marina’nın.İşte o kıvılcım bu olayla atılmış.
20 yıl birliktelikleri sürmüş.Sizce normal olur mu, tabiki hayır.Karavanda 5 yıl yaşamışlar.Gezerek sanatlarını göstermişler.Birlikte bulundukları en önemli oyunlardan birinde,karşılıklı durup ,birbirlerinin dudaklarına yapışmışlar.Ve boyunlarına mikrofon yerleştirmişler,birbirlerine verdikleri nefesi kaydetmişler.Böylece hem aşklarının kanıtını , hem de inanılmaz bir gösteri sergilemişler.
Yine birlikte imza attıkları ilginç bir oyun ise “Death Itself”.Birbirlerinin nefesini kesinceye dek süren ,17 dakikalık bir gösteri.Diğer bir gösteride ise ilişkilerin birbiriyle denge halinde olmasını gösteren bir oyun sergilemişlerdi.Marina ok ile isabet almış,Ulay ise yayın diğer ucundaydı.Bunun gibi bir sürü gösteriye imza atmışlardı.
20 yıllık birlikteliği parçalayıp atacak olan gösteri ise “The Lovers” tı.Çin seddi nin iki ucundan birbirlerine doğru geleceklerdi.Tam 90 gün sürdü ve performans bitiminde Ulay ilişkisi olduğu kadının hamile olduğunu söyledi ve Marina’nın tekrar bunalıma girmesine sebep oldu.
Bunun üzerine Marina Paris e gitti.Okadar bunalımdaydı ki, verdiği röportajlarda bile kendisinin çirkin ve istenmez biri olduğunu söylüyordu.Günler geçti ve Marina toparlanmaya başladı.
3 ay süren “The Artist is Present” adlı performansta bulunur.Bu süreçte bir masnın ucunda sandalyede oturup insanların süre boyunca insanların etkilerine tepkisiz kalacaktır.Bizim için bu saçma ve bir o kadar zor ise,onun için bir o kadar kolay ve anlamlıydı.
İlkbaşlarda her şey mükemmeldi.Marina’nın yanındaki masadan güller alıp kendisinin kucağına koyuyorlardı.Hatta çikolatalı kekler yediriyorlardı.Fakat zaman geçtikçe alnına,boynuna çeşitli yazılar yazmaya başladılar.Bu normaldi.Lakin sonrasında tek bir kişinin tokat atması ile işler değişti.Marina’nın kollarını jiletlemeye başaladılar.Bu süreçte onun tek yaptığı gözlerinden yaşlar akıtmaktı.Daha da ileri gittiler ve kıyafetlerini parçaladılar.Ve daha ileriye tecavüz etmeye başladılar.Buna rağmen Marina bir şey yapmıyordu.
Bir müddet sonra iyi niyetli bir grup insan Marina’nın etrafını çevirdiler ve kıyafet giydirdiler ,yaralarını sardılar.
Derken 3 ay bittiğinde mahşer yerine dönen kalabalıktan eser kalmamıştı.Çünkü Marina’nın tepkilerinden korkuyorlardı.Performans bitmişti ve Marina bu performansıyla çok konuşulmuştu.
Artık onun hayatı sahnelerde sergileniyordu.Sanki ölmeden ölmüştü o…Söylediği diğer bir söz ise,kendisinin gerçek ölümünün son performans sanatı olacağıydı…