Sade bir Türk kahvesi.. Huzur bu kadar basit bir şey işte. Baharın güneşini cömertçe sunmasıyla beraber insanın içinde olan güneşte ortaya çıkıveriyor birden. Huzura ermek bu kadar kolayken neden gençliğimizi saçma sapan şeylere heba ederiz ki? Az insan çok huzur dediklerinde inanmazdım lakin gerçekten az insan çok huzurmuş.
İnsanın içi yeni açan bahar çiçekleri gibi olmalı her daim: Taze, diri ve capcanlı, bembeyaz yahut pespembe. Gülümsemeli insan her daim. Sıkıntılar sadece kahvenin telvesinde kalmalı. Evet evet bize geleceğimizden bi’ iki havadis vermesini beklediğimiz kahveden bahsediyorum. Yahut aldığımız nefes kadar kısa olmalı sıkıntıların kafamızı meşgul etme süresi. Evet mükemmeli istemeli bir insan ama mükemmeliyetçi olmamalı. Küçük şeylerden büyük sıkıntılar çıkarmamalı. Diyelim ki kahve köpüksüz geldi lakin yine de damağında o eşsiz tadını bırakıyorsa eğer neden mutsuz olmalı insan? Evet görmek önemli ama görmek için baktığın açı bazen daha önemli
Bazen Cemal Süreya’nın dizeleri gibi yaşamalı insan hayatını:
Hayat kısa
Kuşlar uçuyor..