Eskiden bir kaç deste parayla çözülebileceğini sanardım tüm huzursuzluğun, ve gitmiceğine çok emindim tüm gidenlerin. Kafamda kurduğum gibi olur sanıyordum hayatı. Traji komik bir realistliğin içinde kaybolmak yoktu mesela planımda. Gökyüzüne bakmanın bu kadar ağır gelebileceğine inanmazdım.
İçerdim ve geçerdi eskiden, düzensiz de olsa bir hayatım vardı yani. Bu saralar bir hayatımın olduğuna bile inanmıyorum. Düzeltebilirim sanmıştım. Memur olmak hiç bir zaman hayalim olmamıştı. Sisteme köle olmam mottosuyla elime geçen her fırsatı kaçırdığımı görmedim. Aşkın gözü kör mü inan bilmiyorum fakat hayalperest bir insanın gözlerinin kör olduğuna yemin edebilirim sana.
Bu karanlık bulandıkça kafayı yemeye daha çok yaklaşıyor insan.
Ne kadar savaşırsan,savaş olmadığını anladığında yaşadığın o çaresizliği anlatamam sana. Ve pes etme diyenlere kulak asma. Her pes etmeyen amacına ulaşamıyor bu hayatta. Düzen nasıl artık eleştirmiyorum, eleştirmek zaten üstüne vazife değil. Dünyaca ünlü hatta ülkede ünlü bir yazar olmak istemedim hiç bir zaman. İstediğim bir iz bırakmaktı bu dünyaya, öylece gelip geçmek istemedim. Olmayacağını anladığım zaman sigara dumanı sindi parmaklarımın uçlarına ve sararmaya başladı bıyıklarım fazlasıyla erken yaşta, genç sayılabilecek bir yaşta.
Bir fark yaratmak istedim, bir aydınlanma hepsi bu.
Daha da karardı tüm hayatlar ve zaten hiç bir zamandan okumadılar beni. Kafamda dirilen bir ton karakter sayesinde yalnızlığın iyice dibine battım. Ellerim ceplerimde çaresizce yazarım. Kendini yazmak çaresizliktir, yalnızlığın bir başka boyutu. Anlatacak kimse yokken hesabını soracak onca yanlış varken sormamışken tüm yazdıklarım beni anlatır. Sonunu düşünmeden ve bir birine asla bağlanmayan bir tomar kelime yığını işte. Üstüme yıkılır tüm anılarla birlikte.
Bilirsin grinin bir çok tonu varda kırmızının tonunu fark edemez erkekler. O yüzden kırmızı benim karanlığım. Göremediğim tonlarında kaldı benim tüm planlarım. Ve eskisi kadar planım yok. Bodozlama yaşama konusunda fazlasıyla aştım kendimi. Beklentileri olmadan da yaşamayı öğreniyor insan. Tüm sevdiklerinde zamanı gelince elveda etmeyi biliyor sana inan. Eskisi kadar kalıcı değil artık dostlar. Çünkü mutlular.
Mutlu olduklarında gerisini önemsemiyor demişti biri, haklı olduğunu telefonum bir kez bile çalmadığın da anlamam geç ve yıkıcı bir tecrübe oldu. Oku, yada okuma. Artık konuşabileceğim birileri yok hayatımda bu yüzden yazıyorum. Ve inan bana okunmak gibi bir gayem yok artık. Yalnızlığımı gidermeye çalışan biriyim sadece artık, hayali yazar olmak olan değil.