‘İnsanlık genel olarak iyiye evrilmektedir’ argümanına inanmak, bu evrilime birey olarak katkı yapmaktır. Öteden beri insanlık kendi eliyle kötülükler yapmış ama bunlardan iyiye evrilerek kurtulmuştur. Bunun temel sebebine indiğimizde; Türk Filozof Kuçuradi’nin : ‘İnsanları rahat bırakırsanız doğal bir adalet duygusu vardır’ sözüne ulaşırız. Tarihsel olaylar da göstermektedir ki; olağan dışı kötülükler o topluluktaki insanların doğal adalet duygularının önüne geçecek derecede bir gücün ya da bir inancın onları belirli bir davranış kalıbına sokmasıyla gerçekleşmiştir. Çoğunluğun yaptığı gibi davranmak sosyal bir varlık olan insan için ‘grup kararına uymak’ diye tanımlanır. Bu insan doğasındaki psikososyal nedenlerle ‘normal şartlarda’ kabul edilebilir bir davranıştır. Oysa bazen “olağan dışı ve kötücül şartlarda” insanlar, anormal olayları sırf bu sebepten normalmiş gibi algılamaya başlayabilir. Böyle bir durumdan insanlığın iyiye evrilerek çıkması sadece kendi vicdanını dinleyerek gerçekleşebilir. Harper Lee “Bülbülü Öldürmek” adlı kadim romanında: ‘Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insanın vicdanıdır.’ der. Aslında çoğunluk kararının değiştirme potansiyelini birey kendi içinde taşır. İnsanlığın iyiye evrilmesi için bireylerin tek tek sorumlu olduğu ve bunun için gerekli olan şeyin, kişinin “kendi vicdanı” olduğu su götürmez bir gerçektir. Yeter ki kişi onu nasıl dinleyeceğini öğrensin… Çünkü onu dinlememek bülbülü öldürmek gibi bir şeydir.