Her yanım ağrıyor. Sanki hayatın tüm biletleri satışa sunulmuş da yetişemeyip bilet alamamışım gibi bir his var içimde.
Acıya hep tam on ikiden; bugün de saramadım yaralarımı, bugün de kendime üvey kaldım ve dağıttım kalbimi. İyileştiremiyorum, çözüm sunamıyorum yaşama. Hep önden seyrediyorum sanıyorum, o gişe rekoru kırdıkça ben kara borsaya düşüyorum. Sonra küsüyorum en çok kendime; azıcık da başkalarına…
Bir hayalin peşinden izbe yollara sürüklediğim gövdemin ceketindeki kir pas oluyorum, sanki o bir başkası; ben zaten ben değilim. Asırları tutuyorum, güç bela bir şeyler değişir umuduyla çimdiklediğim kaderin azılı düşmanı oluyorum. Sonra ben nevrotik sancılarda, o ise başkalarını yıkıyor mutluluk verici yanıyla.
Kelebekler dolanıyor bir lambanın etrafında, birden gölgemi gördüm sanıp irkiliyorum. Ben o kadar yüksekte hiç durmadım. Tavana bakıyorum, gölgem evet orada! Birbirimize olmadığımız kadar yabancıyız. O da beni tanımıyor. Bakışıp durduğum hayallerimden bile. Zaten hepsi çöptü.
Her yanım kırılıyor. Kendimi dövüp “pardon” demiş gibiyim. ‘Pardon’ yıpratıcı özürlerin baş kraliçesi ama prenses hataların hiçbiri bunu kabul etmiyor. Çöküyorum, dizimin bağı karnımın açlığına yenik düşüp titriyor. Bağım, dizimden geliyor ben kendime hâlâ yabancı. Hiçbir benzerliğimiz, bir bağımız yok.
“Pardon” Her yanım değişiyor. Kalbim sadakatsiz mutlulukların en havadar yalnızlığında. Kendim de geldim. Neye elimi atsam kırılıyor. Darbeler nedimesiyim.
Dilara AKSOY