KIYAMET ALAMETLERİ

Kıyamet alametleri hakkında bazı söylentiler varmış. Kimine göre söylentidir kimine göre de olağanüstü olaylardır. Olağanüstü desem abartmış olurum. Resmen bu olayları gözlerimiz ile bir bir gördük. Nefis bunları yalanlamak ister fakat gerçek. Şu an tedirginim, biraz da olsa üzgün hissediyorum ama korku ile ümit arasındayım. Sonuçta bize böyle öğretilmiş. Toplumların durumu vahim ve günbegün daha da kötüleşiyor. Şu an 2024 yılındayız. Bundan yaklaşık iki veya üç sene önce kıyamet alametleri hakkında hadisler okuyordum. Okudukça kendimi kehanet sırlarına erişmişim gibi geliyordu. Kaynak olarak hiçbir şey vermeyip başkalarına anlatsam, Nostradamus gibi hissederdim. İnternette “Arabistan’ın Yeşillenmesi” başlıklı haberleri görmüştüm ve çok şaşırmıştım. Çünkü bu olay asırlar önce bize bildirilmişti. Bilmiyorum, bu gibi mucize görünen olaylar toplumun ilgisini çekmiyor. Çünkü gözlerimiz her geçen gün kararıyor. Sanırım anlattığım olayları kendime anlatıyorum. Karamsarlığa düşmek insanı boğuyor. Artık büyük alametler kapımızda olabilir. Anlattığım konular hikâye de olabilir gerçekte olabilir. Gerçeklere göz yumuyoruz çünkü doğruları söylemek hançer saplamış gibi acı veriyor. Kurgusal karakterin söylediklerini ise ders niteliğinde okumaktayız. Doğal olarak hayal gücüne çok meyil ediyoruz. Ana konu olarak çok nesnel yazdım bu yüzden kusura bakmayın. Sadece kendi hislerim ve düşüncelerim yer alsaydı çok bencillik olurdu sizlere. Daha çok anlatmak istediğim türlerden birisi öğreticiliktir. Sonuçta herkes duygularını yazıp karalarken bir şeyler anlatmaya çalışır. Sebepsizce olan hiçbir eser yoktur. Ressamlar, farklı sanatsal çalışmalarında bile bir şey anlatmak ister. Bende bir tabloya baktığım zaman düşünmeye başlıyorum. “Acaba, burada ne anlatmak istemiş?” gibi sorular soruyorum kendime. Salvador Dali’nin “Belleğin Azmi” tablosuna baktığım zaman erimiş saatleri görüyorum. Sanki bir insanın yere yığılmış halini görüyordum. Salvador Dali’nin anlatmak istediği tam da buymuş. İnsanların zamana karşı yenik düşmesi. Tabii ki tabloyu detaylıca konuşmak isterdim ama ana düşünceden çıkmak istemedim. Değerli okuyucularım, yanınıza içinizi ısıtacak bir kahve alın ve keyfinize bakın desem yanlış olur. Kitap ve kahve ikilisi çok güzel yakışıyor.