Niye anlamıyorsun ki? İlla anlatmam mı gerek?
Kusura bakma, benim cümlelerim alışkın değil dudaklarıma dökülmeye.
Onlar, sessiz odaları sever, gece uyumadan evvel tavana asarlar kendilerini, gördülerse bir kağıt, boylu boyunca uzanırlar.
Güneşin doğmasına beş varken, kucağıma bırakırlar geceyi.
Onlar alışkın değil gün ışığında gezmeye, gözlerin önünde soyunamaz, utanırlar.
Gözlerine bakamazlar uzun uzun.
Beni seviyormuşsun, onlar diyemez böyle şeyler.
Bir keresinde dediler. Her harfi kanadı, sayfalar kendi kendini yırttı.
Bir kere dediler ki sorma. Ölmeyenlerin dahi, günahını sırtlandı.
Şimdi sen ve senden sonrakiler…
Seveceğim herkesten özür dilerim şimdi, beni sevenlerden bir özür daha…
Çok sevince kopan bir ip boynumdaki, ölümle ölmek arasında bir ‘keşke’dir belki.