Hatırlıyorum.Nasıl da somurtkan bir çocuktum.Yüzüme bakan hiç kimse ne kadar sevimli demezdi.Çünkü değildim.İnsanlara dokunmayı,bana yaklaşmalarını sevmezdim.Kormuştum bir kere sanki elimden tüm umutlarımı alıcaklar diye.Yakacaklar sandım uçmak için açmaya can attığım kanatlarımı.Göstermedim kimseye sakladım sırtımda.Kül yağıyordu benim gökyüzümde.Baktıkça daha çok korktum,korktukça sindim karanlık yuvama.Sonra karşıdan geldi.En korku dolu en vazgeçmiş anımda.Yakamamışlardı onun kanatlarını.Uçmuştu,farketmeden de kaçmıştı benim ortasında kaldığım yangından.Uçmak istedim işte o an kaç mak istedim karanlığın hakim olduğu,duvarlarının arasında doğduğum bu yerden.Atladım.Açtım kanatlarımı yanmak pahasına.Şimdi uçuyorum.Kaçabilmiş değilim yangınımdan.Ama kendi rüzgarım esiyor kıpırtıya hasret kanatlarımın altında.Benim rüzgarım ferahlatmıyor,boğuyor.
Çünkü benim kanatlarım kül kokuyor.