İnsanoğlu, varlık kavramını, sahip olma kavramını, sahiplenme kavramını ne zaman keşfetti yahut hep buna sahip miydi bilmiyorum. Ancak kendi kültürünü oluşturdukça ve yerleşik hayata geçtikçe kendi ürettiği ve estetik unsurlarla yoğurduğu ürünlerin güdümüne girdiği bir gerçek. Varlığını doğayla örtüşerek değil, ondan giderek uzaklaşarak gerçekleşme yoluna giden insanoğlunun, özgür olduğunu zannederek gitgide ürettiği metaların kölesi olması sağlam bir ironi. Zannediyorum insandaki açgözlülük, kıskanma vb. duyguları tetikleyen unsur, günümüzde gerek görsel gerek duyusal olarak toplumlara kazananların hikayelerinin pompalanması. Eee, kaybedersen olacakları da gösterirler tabii. Ölürsün derler. Bir daha ayağa kalkamazsın derler kalkmaman için. Pahalı olana sahip olmak kesintisiz tüm insanların DNAlarından geçer. Öyle sunarlar çünkü. Hani bir Ferrari’ye yahut bir pırlantaya ağız sulandırırken az bir sorun kendinize diye yazdım. Afaki öylesine…