23 Nisan’ın bize kazandırdığı cumhuriyet ve istiklalimizi gelecek kuşaklara emanet eden büyük önderimiz ATATÜRK bu ulusal bayramımızı çok sevdiği biz çocuklara emanet ederek ona daha güzel bir anlam katmıştır. Çocuklar bugünün anlam ve önemini bilerek tüm masumiyetleriyle kutlamayı, eğlenmeyi ve mutlu olmayı hak ediyor. Yanlarında aileleri ile birlikte ellerinden tutup, ordan oraya koşuşturacakları bir gün 23 Nisan..
Bir çocuğun en güvenli sığınağıdır anne ve babasının gölgesi. Duyduğu ilk ses, dokunduğu ilk ten ve dünyanın en saf, en çıkarsız, en fedakar haliyle tanıdığı insanlar anne babasıdır bir çocuk için. Peki ya bu güven ve sevgi duygusunu öğrenmeden büyüyen çocuklar?
—
Sorumluluğu üzerimizden atıp, trajik haberlere “Vah güzel çocuklar, kıyamam” demeyi biliyoruz sadece. Acımak yerine bir şeyler yapmak, mutlu anları paylaşmak gerekiyor. Bizim görmediğimiz, bilmediğimiz ve belki de gözlerimizle hiç şahit olamayacağımız ama çorbada tuzumuzun olduğunu hep bileceğimiz şeyler var. Unutmayalım ki her şey düşünceyle ve niyetle başlar, şekillenir. Uyanık olup hayatı anlamak ve niyetimizin oluşturduğu fırsatları değerlendirmek de bizim sorumluluğumuzda. Eğer kulak verirsek, yüreğimizin sesi bize onlara faydalı olacağımız her neyse onu söyleyecek ve sorumluluktan kaçmazsak, sürprizlerle bizi onlara çok çok faydalı olacak eylemlere itecek.
Ben 23 Nisan’ın önemini dün daha iyi anladım. Çok özel bir etkinlikteydim ve hayatım da asla pişman olmayacağım anlar yaşadım. Toplam kaç çocuktu bilmiyorum. Üç servis dolusu masum çocuk ile ilgilenip, onların sevincini ve heyecanını paylaştım. Dünyanın tarif edilemez en güzel duygusuydu diyebilirim. Daha nice; toplum bilinçlenmesiyle, böyle etkinliklerde tuzumuzun olması dileğiyle..
Çocukların gözünden bakalım hayata; masumca, yürekten ve içtenlikle…