Hiç düşündün mü adam, neden maviyi bu kadar çok sevdiğimi? Mavi’nin ne demek olduğunu seni tanıdıktan sonra anladım. Mavi, ufuk çizgisidir. Sahilden denize doğru baktığında gökyüzüyle birleştiği noktadır. Tam da o nokta sonsuzluktur. Bir gemiyle ne kadar açılırsan açıl, o ufuk çizgisi her zaman olacaktır. Sen de tam o ufuk çizgisinde, benim sonsuzluğumu oluşturuyorsun. Belki de maviyi bu kadar abartan benimdir. Ne demişler ‘hayatı dolu dolu yaşamak lazım’.
Yine yıllara meydan okuduğumuz bir akşamdayız. Bir kafe de oturduğumuz, birbirimizin her şeyini bildiğimiz halde ‘hadi anlat’ dediğimiz bir akşamdayız yine. Bana ‘pişman olacağın şeyler yapma’ , ‘ bir şey yapacaksan da mutlu olacağın, değer verdiğin sonrada pişman olmayacağın biriyle ol’ demiştin. Bir insan kendisini böylesine mi anlatır karşımda. Belki de hayatımdaki en büyük potunu kırdım karşımda anlattığın o kriterlerdeki insanın ‘sen’ olduğunu söylediğimde. Evet doğru değer verdiğim insan sendin. Sensin. Maviliği içeren aramızdaki bu dostluk, arkadaşlık yada adı her ne ise, içinde biz olduğumuz sürece güzelmiş.
Bazen sırf ben üzülmeyeyim diye bana nasihat veriyorsun ya hani. Bana en çok koyan ise ‘hayatımı yaşarım yarın ölecek miyim yoksa yaşayacak mıyım belli değil’ cümlesini söylemen oldu. Yapma adam. Yapma. Bana ölümden bahsetme. Her derdin de sıkıntın da gecenin kaçı olursa olsun o telefonu açar konuşurum seninle, yanında olur seninle üzülürüm gerekirse. Ama gecenin bilmem kaçınca ‘mavi gözü kaybettik’ konulu bir telefonu açmak istemiyorum. Beni zayıf noktamdan vurma adam. Evet haklısın ölümlü dünyada yaşıyoruz ve yarın ne olacağı belli değil. Benim için ‘ayrılmak’ ancak karşımdaki insan toprağa girdiğinde gerçekleşir. Ve üzgünüm toprağın altına girmediğin sürece hayatımdan çıkıp gitsen de ben onu ayrılıktan saymam. Mümkünse toprağın altına girme. Yarın ne olacağı belli olmasa da ‘mavi gözü kaybettik’ konulu bir konuşmayı yapmaya hazır değilim ve olmayacağım. Kendini benim yerime koy sen hazır olur muydun? Belki bundan 7-8 yıl sonra beraber olamayacağız, belki farklı hayatlarda farklı insanlarla olacağız bilinmez. Hayatımın senle yada sensiz hangi noktasında olursam olayım öyle bir telefon konuşmasına hazır olmayacağım. O yüzden yapma adam içinde sen ve ölüm geçen cümlelerden bahsetme bana.
6 yıllık bir birlikteliğin olduğu bu dostlukta mesafeler bizi ayırsa da, birimize bir şey olduğunda hissedecek kadar yakınız. Aramızda 333 km, 3 saat 50 dakika var. Seni özlememi sağlayan bu mesafelerin aslında sadece birer sayıdan ibaret olduklarını anladım.
‘Belki aynı anda aynı sessiz geceye doğru içim sıkılıyor demişizdir. Aynı sabaha uyanırken kim bilir aynı düşü görmüşüzdür. Olamaz mı? Olabilir.’
Ve mesafeler bütün bunların olmasına engel değil.
Bir gün mesafelerin ortadan kalktığı, ölümü ve yarını düşünmediğimiz hatta ve hatta sigaramın ucundan çıkan dumanın altında oturacağın her güne söylüyorum;
Hep benim tanıdığım mavilikte, hep benim yanımda kal..