Oturduğum yerde beş aile yaşıyorduk. Büyükleri saymazsak altı kız ve üç de erkek çocuk vardı. Genelde hep beraber oynardik. Okul çıkışlarinda, tatillerde… Erkeklerin hoşuna pek gitmese de evcilik oynardik. Sıkılınca oyunun içinde saçma sapan şeyler yapardık. Ip atlardik. Çoğu zaman kız kıza olurduk ama erkekler gelince onları da katardik.Çömbelek oynardik. İki kişi elele tutuşup yere oturur diğerleri de ellerinin üstünden atlardı. Her atlayışta farklı kurallar vardı tabiki. Bazen çapraz atlardık, bazen sekerek atlardık, bazen atladığımız yerde donup kalır kıpırdarsak da yanardık. Mahallede yeteri kadar erkek olmadığı için futbolda kızlar olarak biz de oynardik. Beceremesek de topun peşinden koşturup dururduk. Yakan top var bir de tabiiki. Hiçbir yerde bulunmayacak renkleri söylemeye, bulamayanlari topla vurmaya çalışırdık. Öyle sahalarımız yoktu bizim. Elektrik direğinin bir bölmesini pota yapar basketbol oynardik. Annelerimiz akşam ezanı okununca eve çağırırdı. Ama kimi zaman gece yarılarına kadar oynardik. Akşamları en sevdiğimiz oyun da saklambaçtı doğal olarak. Karanlıkta bulması daha zor diye. Ben her seferinde ebeyi görebileceğim karanlık bir köşeye çöker, taş gibi kıpırdamadan dururdum. Bazen de karanlıkta birbirimizi korkuturduk. Biz o saatte dışarda olunca annelerimiz de sokağa iner, oturur muhabbet ederlerdi. Çoğu zaman birbirimize kuserdik. Oyunu bırakıp eve giderdik. Küslüğü fazla uzatmazdik. Çünkü ya arkadaşlarımız eve gelip dışarı çağırır barisirdik ya da canımız sıkılır kendimiz çıkardık. Bir de farklı birsey yapmak istediğimiz için mahallede tiyatro yapardık. Oyunları hazırlar, bi güzel çalışırdık. Çalışırken bi ton kavga ederdik ama eğlenirdik de. Sonra bizim evin bahçesine sandalyeler koyup mahalledekilere haber verip oyunu gösterirdik. Merdiven altını da kulis yapardık. Her sene en az bir kere yapardık bunu. Bayramlarda da babalarimiz ortaklaşa kurban alır beraber keserlerdi. Biz de hep beraber izlerdik. Önce birbirimizin ailelerini gezer sonra da topluca tüm mahalleyi kapı kapı dolaşırdık. Verilen harçlıkların da nerdeyse yarısını o gün harcardık. Kışları da arka tarafta kocaman bir yeşillik vardı. Diz boyu kar olurdu orda. Hep beraber çıkar vücudumuzun izlerini çıkarır, kaleler yapıp kar toplariyla savaşırdık.
Şimdi hepimiz büyüdük. Birbirimizle görüşmüyoruz bile. Biz küçükken büyük ablalar konuşurken küçüğüz diye yanlarına almazlardi bizi. Nasil da sinir olurduk. Şimdi aynı şeyi biz de yapıyoruz ve aklıma küçüklüğüm geliyor.
Ne olursa olsun ben çocukluğumu doya doya yasamışım, o arkadaşlarımla görüşmesem de bir değerleri var bende. Beni endişelendiren kendi çoculuğum değil, şimdiki çocukların gelecekte anacaklari çocukluk…