
Sevgili,
Adının neden geçmediğini bilmek istiyorsan, bana özel kalmasını istediğim içindir.Takvimlere bakıyorum da zaman ne kadar hızlı akıyor.Seni tanıdığım zamandan bu güne.. Ben 16 yım sen ise 22. Biliyorum aramızda ki yaş farkı fazla gibi görünüyor. Biliyor musun? Ben buna hiçbir zaman aldırış etmedim. Çünkü seninle konuştuğum her saniye benim için önem taşıyordu.
Seninle her sohbet ettiğimde keyif aldığımı biliyorum. O zaman çocuktum.
Yaşım gerekçesiyle de gerçekten kiminle keyif aldığım konusunda emin olamam gibi durabilir, “benim yerimde başka bir kişide olsa onunlada konuşmaktan keyif alabilirdin” gibi şeylerde düşündürebilir. Fakat ben her zaman emindim.
Hadi gel o zamana biraz daha dönelim. 16 yaşında olduğum o zamana..Facebook’un popüleritesi yüksek olduğu zamana.. Hem oradan hem skype da görüşürdük seninle. Neden iki taraftanda konuşuyorduk hala çözemezdim. Yahut bunun bile hiç önemi yoktu. O kadar yoğun çalışırdın ki seninle konuştuğum o zaman dilimini tıpkı bir nimet gibi görürdüm. Her zaman yaşım yüzünden belki beni beğenmez, ufak bir kırıntı tanesi kadar bile içinde sevgi oluşmaz dedim. Öyle de oldu. Kız arkadaşının olmuştu , bunu öğrendiğim de yaşadığım hayal kırıklığını ve üzüntüyü anlatamam. Ondan sonra hiç küçük olmayı hiç sevmedim. Fakat bir yandan da hak verdim. Yaşı önemsememiş olsan bile sen oradasın ben ise burada. Hayatımda bir kere bile görememişim. Bunu söyledim belki ama sonrasında ne olduysa 2 sene ortadan kayboldun. Senden sonra da ne skype a ne facebook a girdim. Çok merak ettim. Bir yanım ise seni çok özledi.18.yaş günüm geldi. Belki doğum günüm vesilesiyle mesaj atar dedim. Facebook u , Skype ı kontrol ettim. Yahut hiç mesaj gelmedi.Bir yaşımda senden mesaj alamadan , haber alamadan geçirdim.Bir kaç ayda bir o mesaj kutularımı hep kontrol ederdim. Ne yazık ki o kutu hep boştu. Bir umut işte beklemeye ısrarla devam ettim.
Elbette bu süreçte hayatıma birileri girdi. “Keşke girmeseydi” dediğim insanlar girdi. Pişman olduğum da olmadığım da noktalar oldu.O süreçte bile yine belki senden bir mesaj alırım diye bekledim. 19.yaş günüm geldi. Yine bir doğum günü mesajı bahanesiyle belki yazar dedim. Ne yazık ki o mesaj kutusuna baktığımda hala boştu. Yine bir mesaj gelmemişti. Umudumu kaybetmemek, senden hala bir mesaj alabilirmiyim diye kendimi bi şekilde motive ettim beklemeye çalıştım. Sınav gerekçesiyle bu sefer hiç girip bakamadım. Bu durum beni ne kadar üzse de sınavım öncelik olmak zorundaydı. Sınava az bi zamanım kalmıştı. Artık yavaş yavaş ders çalışmayı bıraktığım için aklıma geldin ve tekrar mesaj kutuma bakmak istedim. 2 sene beklemenin sonucunda gerçekten bir mucize gibi , sınav öncesi sanki bana motive gibi bir baktım ki mesaj kutumda 1 tane mesaj var. Senin yazdığını gördüğümde resmen küçük bir çocuk gibi mutlu oldum.
Türkiye de olduğunu bilmek, görüşmek istediğini bilmek beni çok sevindirdi. Kısa bir süre oldu belki ama hala konuşuyoruz. Konuşmamız da en çok neyi farkettim biliyor musun? 16 yaşımda senle konuştuğum o kıpırtı , o mutluluk , o duygu hala taptaze duruyor.15 gün sonra gideceksin. Bunu öğrendiğim de tıpkı kız arkadaşını öğrendiğim gibi üzüldüm, sarsıldım. Fakat keyfe keder gitmediğini biliyorum. Buluşacağımız zaman heyecandan saçmalamamak için dua ediyorum. Bu , sana ilk mektubum. Bu mektubun devamı seni gördükten, 4 senenin verdiği merak ve özlem duygusu sona erdikten sonra olacak. Şimdilik , sana ilk mektubumla veda ediyorum. Gitmeden önce sana bu mektupları, ” benden bir hatıra” olarak getireceğim.Bu mektupları bir karşılık olsun diye yazmıyorum. Sadece attığın her adımda bedenen olamasam bile ruhen seninle olduğumu bilmen için, benim için ne kadar kıymetli olduğunu bilmek için yazıyorum. Hayatım da olduğun için çok şanslıyım. Şimdilik hoşçakal..
Sevgiler
S.