yeni bir iş teklifi sonrası kutlama yemeği için yalnızlığımı sırtıma alıp, markete gittim.. Bir miktar sarı ve mayhoş sıvı, 250 gram eski kaşar, sarı çubuk kraker, 100 gram dana füme, 80 gram kuru et.. Sanırım bunlar yeterli olacaktır, hem karnım doymuş olacak, hem de mayhoşluk yeteri seviyeye kana karışıp hafif tarlı, hatta tatlıdan da bir miktar daha, hafif mayhoş olarak geceyi sonlandıracaktım..
Hep böyle zamanlarda insanların yakın arkadaşları olduk olmadık dertler çıkarır ya insan başına, yakın bi arkadaşım aradı;
-nabıyon(Trakya usulü)
+iyiyim, sen nabıyon?
-nabıyon dedim, nasılsın demedim ki?
+bunun hikayesi 2017’de Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi ortak alınan bir ders sonrası başlayan ve muhteşem Bi 6 ay yaşanılan ilişki üzerine kaleme alınmıştı da, şimdi tekrar neden depreştiriyorsun birader!
-ne diyon sen be?
+Gül’de çok sinir olurdu nabıyon sorusuna iyiyim cevabının verilmesine, Bi an hatırladım
-ne anlatıyon b’oğlum
+yok bişey, iyiyim evdeyim, yeni bi iş teklifi aldım, bizimkilerle birlikte onu kutluyoruz, biraz sarı mayhoş sıvı var, az bişey atıştırmalık bişeyler var, sarı sıvıdan az kaldı, oturuyoruz öyle..
-kim kimsiniz?
+ben, 2023’teki ben.. 2022’deki ben.. 2021’deki ben.. Bu böyle 2011’e kadar gider..
-sana geleyim mi canım sıkkın?
+arkadaşlar senden rahatsız olmazlar, buyur gel, hem bize de bi değişiklik olur,
-bişey lazım mı?
+karışık sarı mayhoş, karışık çerez al yeterli, kalabalığız, yetmez çünkü..
Bazen insan gerçekten bu defa oldu sanırım, İstanbul sonrası bu şehre tutundum! dediği anlar yaşıyor, mutluluk insanın gözlerinin içine içine vuruyor, hafiften de sarı mayhoş buna eşlik edince, varyansın oluyor, yapamayacağı şey olmuyor, üstelik hala evde bizimkilerle birlikte başbaşa otururken, keyiften çakırkeyifliğe doğru ilerlerken bunu çok daha net algılamak, haz, hissiyat, en güzel kadınla birlikte olmuşçasına, ülke fetetmişçesine, hatta ve hatta ölüm anında kaybedilen 3 gram hissiyatının yani ruhun bedenden ayrılışına şahitlik ederken bedenin ona elvada dediği sahne kadar keyifli betimlemesinin üzerinde abdest durmayacağı kadar güzel bir gecede otururken kapı çaldı, bizimkilerden biri “kalk git bak kapıya, betimleme kapıyı çalarak gelmez” dedi..
+hoşgeldin babaoğlu
-hoşbuldum, nabıyon?
+iyiyim sen?
-siktir git Kutay! Az önce telefonda konuştuk, nasılsın demedim, nabıyon dedim?
+hea, iyi aynı
-bunları dolaba atıyom, canım çok sıkkın!
+noldu be?
-Aile, tutturdular yine, 32 yaşına geldin, daha evlenmicen mi? Hep bizle mi yaşayacaksın, yaşın geldi, mürvetini görelim, bla.. bla.. bla
+oğlum ben tek yaşıyorum, tek problem buysa, gel taşın bana, bi odam boş zaten, takılırsın işte
-yok be oğlum, aslında ben de artık evlenmek istiyorum, ama hiç öyle bi insan da yok çevremde, sen biliyorsun, benim sadece bi tane sevgilim oldu, o da 2018’de bitti, zaten kısa süreli bir şeydi, bunun üzerine sen kavga bile ettin, hem benle, hem beni aldattığı lavukla,
+he şöyle, şimdi borçlarımızı ödeyebilirim o zaman?
-ne diyorsun birader?
+olm o sıra senin kalbini kırmıştım ya, şimdi bunu telafi etmek istiyorum, sana söz bu akşam sana bi kahvelik randevu ayarlayacağım..
-nasıl olacak o?
+Bi oyun oynayacağız şimdi senle, benim mesleği biliyorsun, insan kaynakları ve idari işler, rehberimde bir sürü kadın numarası var, şimdi sen bana aklına gelen ilk kadın ismini söyleyeceksin, biz onu arayacağız bende öyle bir kişi varsa, senin durumunu anlayacağız ve evlenmek istediğini söyleyeceğiz, çevresinde evlilik düşünen biri varsa seni söyleyeceğiz, en azından tanışmış olacaksın, kabul mü?
-kabul! Eda!
+bla bla bla bla bla(sen de duydun, Eda’nın çevresinde yokmuş!)
-Serap!
+bla bla bla bla bla bla bla bla bla!
-Nur!
+bla bla bla
-M….
İşte buraya kadar olan kısmı hikayenin sadece rivayet kısmıydı, kader o akşam o ismin telafuzuyla sürecek 4 saat 58 dakikalık konuşmaya, sonrasında gelen, geleceğinden hiç haberim yokken, hiç beklenmedik bir M’utluluğa, yol açacağını hiç bilemezdim..
İyiki.. İyiki’m..
13.05.2024
Kutay YÜCELEN