Toplumun en küçük yapı taşı maalesef dağılmakta. Evet yanlış duymadınız içten parçalanıyoruz. Olayları kişiselleştirdiğimi tek ve bağımsız olayları birbirlerine bağlayarak yanlış hatta paranoyakça davrandığımı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Hayatım boyunca tanıdığım herkesin sorunu aynı. Ailevi sorunlar. Nedir bu ailevi sorunlar hemen özet geçeyim. Eğer gerçekten boktan bir aileniz varsa ama kelimenin tam anlamıyla boktan. Babanız ya da anneniz alkolikse, babanız ya da anneniz intihar ettiyse, babanız ya da anneniz tarafından cinsel tacize uğradıysanız, babanız ya da anneniz sizi sevmediğini açık bir şekilde gösteriyorsa mesela. Ben bunlardan birkaçını yaşadım. Hemen eve polis göndermeyin cinsel taciz gerçekleşmedi. Bunları yaşayan insanların yara aldıklarından haberdarız ama ne kadar yara aldıklarını anlamak için deneyimlemek gerekiyor. Toplumun çoğunun bunları deneyimlediği ve iletişim kurmakta kabız olmaları da eklenince sonuç içinde bulunduğumuz toplumun sevgisiz ve tahammülsüz oluşu. Sonra da şaşırıyoruz insanlar birbirlerini nasıl trafikte öldürebiliyorlar diye. Çünkü sevgisiz biri sevgisiz yetiştirdi onları. Eğer yukarıdaki şeyleri tam olarak deneyimlemediyseniz sizleri daha sinsi insanlar yetiştirdi. Onlar öyle büyük büyük kötüler değiller. Onlar sadece ne iyi olmayı biliyorlar ne de kötü. Bahse varım babanız hiç size sarılmadı ya da anneniz hiç sizi sevdiğini hiç açıkça söylemedi. Ama sabah kalkıp siz uyurken bakkala gitti ya, nasıl anlamadınız? Her şeyinizi eleştirdiler kesin, hayalleriniz hatta umutlarınız bile başkasının alay konusu olmadı mı? Sadece kendileri de eğlenmediler en mahrem düşlerinizde bir de konuyu komşuyu eğlendirdiler. Siz de şu lafı duydunuz mu? Ben bu eve bir gün alkolik gelmedim, hep sizin için çalıştım her şeyimi sizlere harcadım. Kendi mutluluğumu sizin önünüze koydum falan falan. Ya da memnun olmadılar belki hiçbir çabanızdan. Onlar için yaptığınız resimden, yemekten; açtığınız müzikten, filmden. Asla ama asla sizden memnun olmadılar. Bir kere içten tebrik etmediler belki. Tüm başarılarınız geçiştirildi, hiçbir galibiyetiniz fark edilmedi. Ne diyebilirim ki? Toplumun tamamı acılar içinde kıvranıyor. Bundan sonra bize sadece İtalya tatili için harcayabileceğimiz parayı terapilere yatırmak kaldı. Eğer öldülerse arkalarından ödev olarak yazdığımız mektup. Yaşıyorlarsa yine de yüzlerine okumadığımız bir başka mektup.
Ailesi yukarıdaki gibi olan kardeşlerim sizler bunu hak etmediniz. Koskoca evrende sevgisiz bir evde doğdunuz ve başınıza gelen her şey için sizden özür dileyebilsem keşke. Her birinize sarılsam da kafanızı okşayıp daha iyiye gidecek diyebilsem. Benim sevilmeyen kardeşlerim, hepinize ayrı ayrı evler açsam da her birinin kirasını, depozitosunu ödeyebilsem. Patlayınca ampulünüzü değiştirsem, bozulunca musluğunuzu tamir etsem keşke. Hepiniz alın o etiketlerinizi, ailenizin taktığı tüm o yavan, bazen haksız bazen haklı etiketleri taşıyın göğsünüzde. Ne yapabilirler ki. Zaten bize bir şey olmazsa yaşayacakları bir yirmi yıl ayrı eve çıkar sadece bayramlarda ararız.