Nefret tonlu konuşmalar, nefret sözlü sözler artık günümüzde neredeyse hepimizin bir düşünceye sahip olmasına zorlanması sonucunda ortaya çıkan durumlardır. Büyüklerimiz ah nerede o eski zamanlar saygı vardı, edep vardı vs. derler ki çoğumuz bunlara şahit olmuşuzdur ama o insanlarda gördüğüm durum genelde kendisi gibi olmayan insanlara artık nefret ile bakmalarıdır. Bu davranışları söyledikleri eski zamanlarla örtüşmüyor olması ayrı bir düşündürücü olsa da sorum şu ki, bu insanlar mı değişerek sosyal yaşantımızı değiştirdiler de herkes o eski zamanları arıyor yoksa arkalarından gelen nesillerle ters düştükleri için böyle bir evrime uğradılar ? Yani önceden de ya hep nefretli yaklaşırlardı insanlar birbirlerine ama bir şekilde telafi edebiliyor ve daha güvenilir, mutlu bir yaşam sürüyorlardı ya da gerçekten dedikleri gibi böyle bir ortam vardı fakat ardından gelen nesiller ile düşünceleri, yaşayışları uymadıkları için baş edebilecekleri tek yol bu olduğunu düşündükleri için buraya evrildiler.
Bir de gençlerimize baktığımızda da birçok gencin gençlik kolları adı altında sürekli bir topluluk içerisinde bulunup fikirsel akımların dalgalarında sürükleniyorlar. Bu da gençlerimizin birbirlerinden ayrışmalarına ve kendilerine daha yaşamların tazecik başlangıçlarında duvarlar örüp, sınırlar çekmelerine neden oluyor. Evlerine geldiklerinde karşılaştıkları ebeveynlerinin ya da büyüklerinin sözleri birbirlerine uyuyorsa birbirlerini daha da gaza getiriyor, destekliyor ve duvarlar gittikçe kalınlaşıyorken diğer taraftan düşünceleri tutarsız olan ilişkide ise nefret, özgürlük adı altında daha da bir isyan halini alabiliyor.
Yanlış hatırlamıyorsam Hz. Ali, gelecek nesiller ile ilgili şöyle bir söz söylüyor, “Çocuklarınızı yaşayacağı zamana göre yetiştirin.” Bu sözü nasıl anladığımız önemlidir çok farklı anlamlar çıkarılabilir ama çıkarmamız gereken anlam, çocuklarımızı, gelecek nesillerimizi, kendi zamanımıza göre yetiştirmemektir lakin bunu başarmakta çok güçlük çeken ebeveynlerin elinde büyüdü birçoğumuz ve bunun sonucunda ailelerimizden sürekli şikayetlerde bulunuyoruz çünkü bizleri desteklemiyor, yaptıklarımızı beğenmiyor, uygun görmüyorlar. Bu durum sonucunda kimilerimiz onlara uymak için, kendimizi beğendirmek, sevdirmek için ayak uyduruyoruz kimimiz de tam aksi bir yaşam için ant içiyor.
Sonucunda ise dillerimizde nefret içerikli sözler, ses tonumuzda öfkeli bir haykırış. Ne yapacağını bilmeyen insanların ellerinde ne yapacağını bilmeyen insanlar olarak büyüyoruz genelde ama şu da bir gerçek ki, eğer çağın ilerisini kabul etmezsek, değişimleri göremez ve sadece kendi düşüncelerimizin keskinliği ve doğruluğu üzerinde yaşarsak ister çok yumuşak isterse çok katı bir insan olalım yine de ne istediğini bilmeyen nesiller yetiştireceğimiz gerçeğini değiştirmeyecektir. Karşımızdaki insan saygı duyarsak, o insanların da iyi bir şey istediğini görür, inanırsak her şey daha rahat olacaktır lakin bunun içsel güvenini sağlayacak kadar hayatta kalabilir miyiz bilmiyorum ama bu şekilde yaşarsak ilerideki nesillerin tıpkı eski güzel günleri yaşamalarına katkıda bulunarak hayatlarımızı güzel bir şekilde sonlandırabiliriz.