Bak bakışlarımın altında ölüm yatıyor!
Göz torbaları değil de sanki ceset torbaları.
Her gün yeniden ve yeniden altları kazılıyor!
İşin ucundan tut da, hazırla tabutları.
Yalanlarına doydu gözlerim, inanmış gibi yapmaktan yoruldum.
Gönlümde daha da alçalmaman için kaçıp yollara koyuldum.
Bulutlarla hoşbeş edip, dağlara durumu anlattım.
Durup baktılar, yalanlarına, uydurmalarına hayret ettiler.
Bir anda birbirlerine göz atıp, aniden bembeyaz kesildiler.
Ve ben o gün bugündür biliyorum ki;
Zirveleri kardan beyaz değil, hala utanç içindeler.
Yalanlarına doydu gözlerim, inanmış gibi yapmaktan yoruldum.
Gönlümde daha da alçalmaman için kaçıp yollara koyuldum.
Tabutları hazırladıysan, cenazeler her gün yatsı namazına müteakiben;
Gönül penceremden kaldırılır.
“Yatsıda cenaze mi olur?” deme, bunun bir sebebi vardır.
Yatsı önemlidir, gecenin habercisidir, ha bir de bununla beraber:
Unutmamak lazım; yalancının mumu yatsıya kadardır.