Evet, nereye gidiyoruz? Şu sıralar çoğumuzun en çok istediği şey gitmek.Ama nereye? Sıcaktan bunaldığımız için soğuk bir yere mi, çok aç olduğumuz için bir lokantaya mı yoksa hiç deniz görmemiş birinin denizine mi? Bu sorunun cevabı gerçekten çok zor. Çünkü o kadar çok sebepten gitmek isteyen insanlar var ki… Hatta bazen sevdiklerimizden bile gitmek zorunda kalıyoruz. Peki herkesin bir sebebi var mıdır gitmek için? İşte en zoru, en çaresiz kısmı burası. İnsan bazen sebepsizce gitmek ister. Böyle insanlara nereye gitmek istediklerini sorsanız bu soru bir şey ifade etmez. Onlar için en önemli şey gitmek istemektir. Sebepsizce sadece gitmek.
Zor zamanlar geçiriyoruz tüm dünya. Hiçbir yere sığamaz olduk. Hayat o kadar durdu ki…Nereye gidiyor bu hayat bilmiyoruz. Planlar yapmaktan korkuyoruz. Aslında bu bizler için çok büyük bir ders. Çok şey öğrendik göremediğimiz, duyamadığımız, küçücük bir virüsten. Mesela sabretmeyi öğrendik. Evet, sabretmek çok zor. Sonra şükretmeyi öğrendik. Her bir gün için şükretmeyi… Sarılmayı, bıktığımız o iş temposunu, yolları… Özetle hayatın kıymetini öğrendik. Şimdi bilmiyoruz nereye gideceğimizi,yarın nelerin beklediğini.
Hayatın gittiği, giderken de bizi yanında götürdüğü bir yere. Eskisi gibi kaldığı yerden devam etmeye gidelim.