Yazmayı gecelere kitlememem gerek, her zaman diliminde yazmam gerek.Her zaman dilimin de düşünebildiğim gibi.Şu size bahsettiğim kitabı bitirdim.Sağlam kitaptı ve kafamda sürüyle soru işareti bıraktı.Bukowski doğru demişti. “Bir gün , Bukowski ölmüş diyecekler ve gerçekten keşfedilip yaldızlanacağım. Ne fayda? Ölümsüzlük fanilerin aptal bir icadıdır.”
Bugün Edip Cansever’in 28. ölüm yıldönümü. Sosyal alemde onun şiirleri dönüyor.Merak etmeyin her gün değil çoğunlukla ölüm ve doğum gününde. Edip, toprağı bol olsun.Şuan kemiklerden ibaret kalmış olsada.Heh ben de bunu demek istiyorum artık toprağın altındasın.Hiçbir önemi yok yaldızlanmanın.Ve her gün ölenleri görürken neden hala AÇ GÖZLÜYÜZ.Her şeyin en iyisi benim olsun. Neden doyumsuzuz? Neden?
Hiçbir şeyin en iyisine sahip olamazsınız uzun bir süre.Her saniye her şeyin daha iyisi çıkacak ama iyisine sahip olabilirsiniz, demişti bir abim.İnsan fıtratında neden aç gözlülük ve doyumsuzluk var? Üne doymuyoruz, paraya doymuyoruz, mutluluğa bile doymuyoruz.Bir kadın elindedir, seni seviyordur ama daha farklısını ararsın, o yetmez sana.Bugün toparlayamıyorum düşüncelerimi ve berbat bir yazıya dönüşüyor.Ama devam edeceğim, daralıyorum bu odada, terliyorum ve terliyorum.
İnsanlar bilmeden bir şeyleri savunuyorlar, körü körüne deliriyorum.Neyse, siktir edin, kendi çıkarlarınız doğrultusunda devam edin.Zaten ben demesem de öyle devam edeceksiniz.Okulunuzu okuyun, siktiri boktan sınavlar için götünüzü yırtın.Bi bakıyorsun üniversiteni bitirmişsin ve 20 civarı yaşlarındasın.Erkek olarak kabul edelim seni 6 ay askere gittin ve geldin. İş bul, günün 3 de birini işte geçir.Evlenme isteği duy, hem cinsel yönden gerekisinim hissedeceksin, hem de yalnızlıktan bıkacaksın, usanacaksın.Tabi deli gibi bir para ya da iş kariyer hırsın yoksa.Evlen. Oturma takımı, yatak odası, ev al, kredi çek, para biriktir, borcunu öde, araba al, borca gir borcunu öde, yaş ilerliyor, yeni araba al onun borcuna gir, çocuk yap.Çocukla ilgilen, çocuğu okula yolla, biyerlere gelebilmesi için çabala ve evlendi.Ona bir şeyler al, onların borcunu öde ve emeklisin.Yanında 30 yıllık kadının ve sen yaşlandım lan diyorsun, kendine geliyorsun.Onca ev araba her şey boşuna mıydı diyorsun.Evet evet sayın 60 lık moruk boşunaydı.Hepsi boşunaydı beyamca çünkü böceklerin yanına girmene çok çok az bir süre kaldı.Evet farkındasın dimi bir bok anlamadın.Evet senin gibi trilyonlar da bir bok anlamadı.
(Edip’in telefonu çalar arayan annesi)
-Edip edip!
-Efendim anne ne oldu, sabahın 5 inde neden arıyorsun?
-Edip (ağlayarak söylüyor). Baban öldü Edip, baban öldü…
(Edip’in gözleri dolar)
-Anne sakin ol, geliyorum.
-Telefon kapanır.-
Edip babasının evine gelir, annesi kapıyı açar.Yıkılmış bir durumda annesi.Edip ilk defa annesini böyle görür. Babasını gömerler, namazı kılınır.Annesini 2 ay boyunca hergün mezarlığa götürür.Annesi kuran okur babasına ve o zaman dilimi gittikçe açılır; haftada bir, ayda bir ve bayramdan bayrama.Annesi Edip’e taşınır, geliniyle kavga ederler, Edip’in çocuğu olur.Bu devran böyle dönüp gider.Hadi şimdi siktirin gidin hayatınızın sınavı dediğiniz sınavı kazanın.