Belki gün doğarken belkide gün batarken aklına geleceğim başlangıcın ihtişamında bitişin hüznünde beni hatırlayacaksın. Yalanlarınla başlatışını acınla kaybedişini… mutlu anıların silinecek bu kesin noktaların arasında!
Gün dakikalara bölünür nefeslerim sana, bilmez ki güneş yanarken geceye feryat eder.
Gece karanlığında hep ışığı besler bilmez güneş hep taşır anısını onun
Ay güneşin aracısı; bile bile aşkına ihanet eder.. görünen; ayın ihtişamı ardında sakladığı güneş! bilmez kimse bunu. Asla ardına bakmaz görünenin, hep tekdüze gerçekleri kabul eder insan.
Güç dediğin Tanrı’nın desteği oysa Tanrı bana küs! Bense kendime ve cennete…
Cennet ulaşılmaz, günahsa benimle dost. Cehennem evim belki de. Ateş mi çeken kendine, acı mı aşka, insan mı sürgüne? Akıl mıdır ruhu yakan, yoksa aşk mı ruhu ebedi kılan?
Her acı Yeni bir soru belki, Cevabı asla olmayan insanı sürgün eden cehenneme, yaşarken.
Denge midir hayat yoksa, dengesizlik mi? Ben senin adını yüklemden önce söylüyorum besmele gibi örnekle, içimde belki tapıyorum sana…
Herkes vaatler verdi Tanrı misali. Oysa ben hüznümde hep yektim. Hiçliği gördüm karanlıkta bir varlıktı oysa…
Ya güneş doğmazsa diye değil korkularım, karanlık acı vermezse diye! Çünkü aşk acıysa karanlık ona denk.. küçücük umutlar; o sönmüş yıldızlar, aslında varolmayan ölüler. Ölümdür aşk! Sevmeye cesareti olan ölümü tatmış demektir.
Yanan Mıdır seven yoksa birlikteliği yaşayan mı? Gerçek aşk mı? Yoksa yalan mı? Giden midir kazanan kalan mı? Ne yapmak gerek bu cennet tabiri hayatta ? Cennette cehennemi bulmak mıdır Tanrı’nın gazabı?