Dur ! İzin ver dokunayım , lütfen , belki son bir kez…Tamam tamam , vazgeçtim git , git hemde istediğin yere git . Evet evet , git… Gidemezsin ki … Yoo, hayır yağmurdan falan değil … Gelmeyen biri hiç gidemez ki … Sen aslında hep burdaydın şimdi burdasın ve burda da olacaksın… Hiç yaşlanmayacaksın , hiç ağlamayacak ,hiç gülmeyeceksin ki… Niye biliyor musun ? Çünkü hiç gelmedin… Ama lütfen otur yanıma tek kalsamda , yalnız olsamda hatta yalnız seninle konuşsamda otur yanıma. Evet işte tam buraya benim yanıma … İstersen sigara bile içebilirsin hatta dur , dur ben sana kahve yapayım … Yada yapmıyorum vazgeçtim hak etmiyorsun , sigara falanda içme sonra dumanaltı oluyor her taraf . Bakma bana öyle , bakma … Sen ne yap biliyormusun en iyisi , git. Git ve hatta giderken benim yerimi kapıyı öyle bi çarp ki deprem oluyor sansınlar . Bekle bekle bekle, özür dilerim , lütfen , bir an kendimi kaybettim. Kızma bana ne olur ! Oluyor böyle dengesizliklerim arada ama sende yıllardır hiç konuşmuyorsun , anlatmıyorsun , gözünü bile kırpmıyorsun ki … Bakıyorusn ama anlamıyorsun … Görüyorsun ama susuyorsun … ben bunu anlamıyorum işte . Anlamıyorum ! Hayır gözlerimin yaşardığı falan yok sana öyle gelmiştir … Aç mısın sen bu arada , hemen birşeyler hazırlayayım . İstersen dışarı çıkarız ne dersin? Sen kararını verinceye kadar ben sana birşeyler anlatmak istiyorum eğer dinlersen ama aramızda kalacak … Biliyorum biliyorum kimseye anlatmazsın fakat ben yine söyledim işte neyse dinle beni :
“Gülemiyorum … Sevinemiyor , mutlu olamıyorum. Zannetme ki ağlayabiliyorum hayır ağlayamıyorumda. Yaşamın ortasına sıkışmış hissizliğin içinde hiçsizlikle derin sessizlikler içindeyim. Neden aramayı bıraktım “Niye” diye sormuyorum artık ne kendime ne de insan bedenine gizlenmiş herhangi bir varlığa. Susmayı tercih ediyorum dinlemek istiyorum , dinliyorum da, ama nafile…
Anlatılanlar bencilce. Hümanistce hiçbir yaklaşımı bulunmayan kendi idealar dünyasına sıkışmış fikirlerin çoğu zaman yavşakça değiştirilmesini duymak istemiyorum. Dinlemek belkide nerden nasıl geleceğini bilmediğim bir haber bekler gibi dinlemek. Umutsuzca dinlemek. Yanlışı duyupta düzeltmeden dinlemek. Belkide insanlardan o kadar bıkmak ki ,dinlemek ,iki kere iki dört etmese bile umrumda olmadan dinlemek.
Ama en çok seni dinlemek istiyorum . Ağaçların soyunup kendini doğaya sunduğu , rüzgarların hafif ıslık çaldığı , bulutların seviştiği ve sonunda ağladığı hatta kan döktüğü zamanlarda hep seni dinlemek istiyorum. Akan suya senin melodini tutturarak her güne kocaman bir başlangıç yapmak istiyorum. Canım yalnızca dinlemek istiyor seni…”
İştahım kaçtı. Sana afiyet olsun. Ben bi hava almaya dışarı çıkıyorum. İyi geceler sana …