Artık öyle uzun cümlelerle sürekli yalnızlıklar biriktirmiyorum. Dışımdan kaybolan parıltıların gönlüme teğet istanbullarında köprüyü geçtiğim gençliğim boyunca ağlamaklı şarkılar söylüyorum ama biliyorum, bir yerde bir gözyaşı varsa kurumayı bekleyen acılar da var demektir. Kabuğundan doğurmadan yeni acıları, benden vazgeçecek olanlar da var demektir.
Yalın, dilsiz gecelerimin parlamaktan vazgeçen ışıklarının gündüzü çağıran umudu oluyorum bu mevsim. Kalbim, okyanusa şarkılar mırıldanan bir köy çocuğu oluyor mektebi hüzünden diploması kederden müessir.
Hayallerimi derin dondurucuya bırakıp imkansız imkanlarımı amansız dünlerime teslim etmişim; sarhoştum dedim, hatırlamıyorum dedim, ayıp değil; klişe mazeretli çıktım. Yazdıklarımın tufanına bulut imzası attım. Gökyüzünden tesirli.
Keşke bir daha doğmak mümkün mertebe acıtmayacaksa canımı, nasip olsa. Bu kez yağmurlu cennetin güneş bekleyen devşirme meleği olurum. Dilerim benden ne dileyeceksem, saadetin kapısında külliyen yalan yakan gerçekler olsa da gitmeyen olurum. Aslında en çok cesur olurum. Çünkü korkarken insan, en çok o zaman kendisi değil.
Kalem bazında şemşir hedeflerine yakalandık. Divitler hokkalı kalemler keşke şu yazarın hakkını verebilseler dedi de; keşke mi, yazar mı, talih mi kördü…
Dilara AKSOY