Siz hiç, bir uçurum kenarında kollarınızı açarak özgürlüğün sesini dinlemeyi istediniz mi ?
Rüzgar saçlarınızı geriye doğru savururken, duyduğunuz özgürlüğün şarkısını en yüksek sesinizle söylemek istediniz mi ?
Bütün acılara karşı dimdik durarak, uçurumdan aşağıya bakıp ölümle alay etmeyi istediniz mi?
Hayatta hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamak, ne kadar hayaliniz varsa gerçekleştirmek istediniz mi ?
Mesela “ölmeden önce mutlaka yapılması gereken 100 şey” gibi saçmalık değil.
yüz değil, binlerce hayal, binlerce farklı macera, çılgınlık..
Yüksek bir dağdan atlamak,
Kendinizi paraşütten sulara bırakmak,
Ay ışığında denize girmek,
Çılgın dalgalarda sörf yapmak,
Kalabalık bir şehrin merkezinde insanlara birden şarkı söylemeye başlamak.
Elinizde bir elektro gitarla şarkı söylerken çığlıklar atmak..
Yeni bir yer keşfetmek, keşfettiğiniz yerde kaybolmak..
Son sürat kullandığınız motorda caddelere korkusuzca meydan okumak..
Olabildiğince dans etmek, nefes nefese kalana kadar, kollarınızı hiç kapatmadan, özgürce..
Galata Kulesinden bütün İstanbul’a seslenmek mesela.. Çığlık çığlığa..
Binlerce balona sahip olmak, sonra hepsini bir an da gökyüzüne bırakmak istediniz mi ?
Gökyüzüne ulaşmak, bulutlara dokunmak yıldızlara çok yakından bakmak..
Gecenin bir saati gökyüzüne dilek feneri göndermek istediniz mi ?
Uçurtmayla beraber uçabilmeyi.. Çocukken uçurtma bizi götürecek diye korktuğumuz gibi..
Bütün pamuk şekerlere sahip olmayı düşlediniz mi? Her rengine pembe, sarı, mavi..
Bir filmin başrolünü oynamayı..
Hayatınızın başrölünü oynamayı..
Sonra hiç, çılgınlar gibi aşık olmak istediniz mi ?
Jack ile Rose gibi..
Romeo ile Juliet gibi..
Leyla ile Mecnun gibi..
Filmlerde ki gibi ama tamamen gerçek bir aşk.
Hayatımı yazsam roman olur diyecek kadar büyük bir aşk.
Bütün cesaretinizle, tutkuyla dolu bir aşk.
Ya da…
Gözlerinizi kapatarak şehrinizin özgürlüğünü dinlemeyi istediniz mi ?
Gökyüzünü , insanları, dalgaları, vapurları, camileri ?
Aslında bunların hepsi sekiz harfli bir kelimeye bağlı.
Sekiz harflik bir cümleye.
“Özgürlük.”
Bütün şairlerin kalemi,
Bütün romanların ana fikri..
Her şeye rağmen özgürlüğü yaşamak lazım şimdi..
Kelepçelere zincirlere inat yaşamak
Kötü günlere inat yaşamak..
Acılara inat yaşamak.
Bizi yarım bırakan insanlara inat yaşamak..
Hayatta her şey mümkünmüş gibi, her anı ölümsüz sayarak yaşamak..
Ölüm hiç gelmeyecekmiş gibi yaşamak..
Yada her an arkamızdaymış gibi her anımız son anımızmış gibi.
Tadını çıkartarak yaşamak..
Yaşamak her şeye rağmen sevdiklerimizle..
Bir kuş gibi uçmayı dilemek gökyüzünde..
Şehrin yükseklerinde dalgalanan bir bayrak gibi yiğitçe, özgürce yaşamak!..
Yaşamak her şeyden önce..
Özgürce..
Bir şairin mısralarında haykırdığı gibi yaşamak!..
Özgürlüğün geldiği gün
O gün ölmek yasak!