Kaçımız, hangimiz tam anlamıyla özgürüz… Dilediğimizi, istediğimizi serbestçe yapabiliyor muyuz? Büyük bir klişe vardır “Kişinin özgürlüğü, başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter” aslında o kadar doğru söylenmiş bir sözdür ki doğruluğundan ötürü kimse kabul etmek istemez. Özgürlük demek her istediğimizi kafamıza göre söyleyip yapmak demek değildir, Özgürlük demek başkalarının hakkına tecavüz edip onu gasp etmek demek değildir. Sorabilirsiniz doğal olarak daha ilk satırda sen değil miydin “dilediğimizi istediğimizi serbestçe yapabiliyor muyuz?” diye soran. Bunu sorgulamak en doğal hakkınız. Fakat unutulmamalı ki özgürlük diğer insanların görüş düşünce yaşam tarzlarına saygı göstermektir, özgürlük hoşgörü gösterebilmektir. Böyle davranmaya başladığımız zamanlarda anlayacağız ki ne kadar özgürüz, ne kadar hürüz çünkü insanlar birbirine tahammül edebilecek, insanlar birbirinin görüş ve düşüncelerine saygı duyup huzur içinde yaşayabilecek ve o zaman herkes gerçek anlamda özgürleşmiş olacak.
Bir siyasi liderin, bir yazarın, bir düşünürün, bir taraftarın hatta en basiti her hangi bir vatandaşın görüş ve düşüncelerine bakmaksızın onu gözü kapalı kıyımdan geçirmek yerden yere vurmak, aforoz etmek özgürlük değil barbarlığın insan dışılığın ta kendisidir. Hiç kimse savunduğu fikir düşünce ve görüşlerinden dolayı yargılanmamalı, hiç kimsenin savunduğu değerler uğruna toplumca dışlanması, lağvedilmeye çalışılması kabul edilemez. Böyle davranıldığı zaman ne özgürlük kalır ne demokrasi nede temel hak ve hürriyetler. Konuya girişte bahsettiğim gibi ne kadar başkalarının düşüncelerine saygı duyup onları hoşgörü ile karşılarsak biz de o kadar özgür oluruz. Biz böyle davranmaya başlayınca karşımızda ki insan da otomatikman böyle davranacağından ortaya kocaman bir özgürlük doğacaktır.
Her zaman şu yanılgıya düşmekteyiz. İnsanların görüşlerini dinlemek, fikirlerine saygı duymak toplumca onu kabul etmek anlamına geliyor ve bu hem yanlış hemde tamamıyla hatalı bir düşünce tarzıdır. Her düşünceyi saygı ile karşılamak asla onu kabul etmek anlamına gelmez gelmemeli de.
Özgürlüğün temelinde yatan en büyük olgu hoşgörüdür. Hoşgörülü olduğumuz kadar özgürüzdür. Maalesef bu durumu pek kimse fark edememektedir. Zaten fark edilse bu kadar savaş bu kadar kan bu kadar nefret otomatikman ortadan kalkacaktır. Yazıma son verirken her insanın her bireyin, beraber yaşadığı kişilere hoşgörü ile yaklaşmasını, düşünce ve fikirleri ne olursa olsun saygı gösterme tahammülünde bulunmalarını en içten kalbi duygularımla temenni ediyorum.
Unutmayın Hoşgörü-Eşittir-Özgürlük