…
Daha bir kurgusuzdum bu aralar. Biri bana bakıp bir roman yazmaya kalksa bir paragraf çıkartamazdı. Zaten okumazdım kendimi. Birkaç bağlaçla birleşen yalnızlıklarımı okumanın sıkkınlığını zihnime dökemezdim. Yağmurları özleyen ve manzarasına isyan eden pencereme her çıktığımda sokak kaldırımlarından yürüyen insanları görüyordum. Bu kadar insan biraz sonra olacaklara şahit olamayacaktı. Bazı zamanlar gerçekleşen linç koreografisini nasıl başarabildiklerini anlamıyordum. Aynı tempoda yürüyen insanlar görüyordum. Dünyanın dönüşüne ters yürüyen. Öylece durup beklemek ne kadar zor olabilirdi ki. Herkes bir yerlere yetişiyordu. Bugün de geç kalacağım demek bu kadar mı bizi düşüncesizliğe zorluyordu. Bazıları hüzünlüydü gerçekten. Yalnız olduklarını düşünenler aslında benim onları gördüklerimden habersizdiler. Belki ben de yalnız değildim benim yalnızlığımı da gören birileri vardı başka zamana göç etmiş ruhları gösteren pencerelerde. Başka insanların yalnızlığını görüp kendimizi çoğaltabilir miydik gerçekten ? Tatsız bir atmosfer basıncının içinden yeni çıkmışken başkalarının duygu artıklarıyla ağız alışkanlığı yapabilir mi ? … Neyse ki bugün de kendimle alay edebiliyordum. Bugün de ölüme bir çizik attım…
…
Serkan Aydemir