Söylemek istediklerim var birde söylediklerim, anlamıyorlar çünkü biliyorum insanların da anlamak istedikleri var tabi birde anladıkları. Çaresiz hissediyorum, elim kolum bağlı, dilim desen çözülmez, sorunlar zaten çözümsüz, çaresizim işte elimde değil. Akıl almaz yaşantıları, aklıma aldırmaya çalışıyor olmak ayrı bir saçmalık, her neyse zaten her mantıklı bir tez saçmalıktan ibaret. Saçmalıklarla dolu bir şeylerin içinde aklı kullanmak başlı başına çürük bir tez, korkuyorum. Tüm bu aptal şeylerle mücadele etmek zorunda kalmaktan, yorulmaktan, saçmalığın dibine vurup saçma bir insan olmaktan ziyadesiyle korkuyorum. Her neyse korkarak yaşamadığım bir an da yok zaten. Her şeyden korkuyorum bir parça; kaybetmekten , kaybolmaktan, başaramamaktan, deli gibi ağlamak isterken gülmek zorunda kalmaktan, canımın acısına katlanamamaktan, içim yanarken su bulamamaktan, birilerine zarar vermekten, mutluluğumla yaşayanları öldürmekten, söylemem gereken onca söz yığını varken susmak zorunda kalmaktan, susmam gereken onca konu varken konuşmak mecburiyetiyle yaşamaktan korkuyorum. Korktukça bir adım daha geriliyorum, geriye gittikçe ileriyi unutmaktan bile korkuyorum.
Canım sızlıyor ve tuz yok; yüreğimde yangın , su bile yok. Her neyse zaten benim bana ait olan hiçbir şeyim yok, sorunlarım hariç. Her geçen gün biraz daha eksiliyorum, insan yaşadıkça çoğalır sanırdım insan, yalanmış. Doğru olan hiçbir şeye de rastlamadım zaten, herkesin farklı düşündüğü doğru olur mu hiç ? Oluyormuş işte adı üstünde ‘doğru’. Her neyse…