Zaman, sadece birazcık zaman…
Yine her şeyin karmaşık olduğu bir dönemdeymişim gibi hissediyorum ya da sanırım bu sefer sahiden böylesine bir dönemdeyim. Dersler devam ediyor, aralar veriliyor; zaman, sadece birazcık zaman. Kitap okuyorum, müzik dinliyorum, çay içiyorum; zaman, sadece birazcık zaman. Uyuyorum, uyanıyorum, düşünüyorum; bu durum nereye kadar sürecek? Zaman diyorum, sadece birazcık zaman..
Beynimin odalarında çarpışan delice fikirler var. Hepsi kılıç kuşanmış, başlarında miğfer.. Düşman olduğu düşüncenin doğruluğunu bilip bilmeden fütursuzca cenk ederler. Bir süre sonra suyu çıkar hepsinin, onları düşünmekten vazgeçerim. Lanet olası tutarsızlığıma yine yenilirim. Yine ne istediğimi, ne düşünmek istediğimi bilemez, bilmez duruma gelirim. Kendimi bir otobüsün koridor tarafında oturup, başını yaslayacak düşüncesi bile olmayan bir insana dönüştürürüm. Sanırım en acımasızı da zaman. Zaman dönüştürür beni, bizi; zaman, sadece birazcık zaman..