Kimi hayatınızca sevdiniz? Kimi ölesiye çok istediniz? Seslerinizi duyar gibiyim. Evet. Hepimizin vazgeçmekten korktuğu, bir an bile düşünmeden edemediği birileri mutlaka oldu. Peki soruyorum hanginizin hayatında o ‘birileri’ hala var olmaya devam ediyor? Hanginizin hayatında o ‘birileri’ sizin bu doruklarınızda yaşadığınıız sevgi kadar yaşıyor sizi hayatında? Ne kadar zor değil mi cevap verebilmek?
Sizi üzmek için değil ama bir gerçek var bilinmesi gereken. .. O da; Hep bir tarafın daha eksik sevdiği. Karşılıklı yaşanan bir çok duygu ve his varken; Sevgi yolunda aynı karşılığı karşı taraftan görememek hayatın attığı en büyük kazık belkide. Hoşgörü, saygı, güven bile karşılıklı verilebilirken sevgi verebilmek; Yani iki tarafında aynı oranda güzel duyguları hissettirebilmesi olası güç. Nedeni hala bilinmemekle birlikte fazla ilgi ve sevginin karşı tarafta bir kimlik arayışına sebep olduğu aşikar. Bir insanı en iyi kendisi tanır ve düşününki sizin delice sevdiğiniz o kişi kendini bir ahmak olarak görüyor ve sizden gelen bu yoğun ilgi ve sevgi pınarının kendisine layık olmadığını düşünürken bile olsa gururu ve iç güdüleri bu durumdan bir hayli hoşlanıyor. Günümüzün tabiriyle ”EGO OKŞANMASI.” Sevilmek ki belkide en güzel duygulardan birisi karşı tarafa fazlaca iyi geliyor. eksik yönleri kendine olan güvensizliği birden tezat bir biçimde hat seviyeye çıkıyor. İşte siz bu sevgiyi karşı tarafa bolca aşıladığınız ve alıştırdığınız sürece karşı taraf kolayı seçip yalnızca sevilmek istiyor. Onu sevmek için bir yola başvurtmaya meyillendirecek hiçbir girişim bu sayede içine işlenmiyor. O yüzden bir ilişkiye başlama sürecinde karşı tarafa o sevgiyi fazlaca aşılamayalım. Her şeyin fazlası nasıl zarar veriyorsa karşı tarafa verdiğimiz o doyumsuz sevgide bize zarar veriyor. Düşününki kimse mükemmel değil ve biz mükemmeliyetçi bir biçimde sevgimizi hissettiriyoruz. Düşünüldüğü zaman ne kadar da saçma geliyor değil mi? Karşı taraf bazen bizimde hassas bir biçimde sevilmek istediğimizi, bazen kırılabileceğimizi, bir gün gidebileceğimizi, duygularımıza ara verebileceğimizi bilmeli. Bunu ilişki sürecinde çok iyi hissettirebilmeliyizki; İlişki rayına oturduğunda duygular ve hisler karşılıklı olabilsin. Eğer ilk başlarda yelkenleri suya indirmeden doğru adımlarla ilerlersek; Hayatın bize o kişiyle sunduğu o denli güzel ve anlamlı günleride beraberce yaşayabiliriz. Unutmayın ki: Duyguların karşılıklı olması çıkar ilişkisini göstermez. Tam tersi ilişkinin güven dolu ve sağlıklı bir ilişki olduğunu gösterir.