Kalemimi bıraktım. Yazım yine sağa kaymış hafiften. Satırlarında bile düzeni olmayan düzen kavramını düzensizliğinin içinde kaybetmiş bir adama baktım her harfte. Yazamıyorum küçük hanım çam sakızı çoban armağanı benimkisi. Beynimde fırtına var dilim şota’nın tercümanından beter.. Aşktan neden kaçayım aradığım ‘O’ zaten. Sahi kafiyeleri severim bilmem söylemişmiydim. Bir parmak yağ çıkarsanız da saçınızdan önce gözlerinize bakarım kalp yollarınız tıkalı mı diye. Bir köşeye kıvrılır severim derken Konya ovası kadar yer vermişsiniz yine. Vermeyin demiyorum hobi olarak yine verin. Ama içimdeki öküzler batırır diye korkarım.. Hak etmedik be kaptan! Hak edemedik.. Işte öküzlerim bile bağırır bana böyle. Ben çizerim eksik eksik. Siz olun tamamlayan.. Ama dikkat edin küçük hanım! Kağıtlar sizdedir yırtılırsa yırtan siz olursunuz.. Ben bile bensizliği severken sizi suçlayamam. Sahipsiz hediyeler bırakırım kuytu köşelere biri aydınlatıp da bu benim! Der diye belki.. Sahi küçük hanım yine kafiye yapasım geldi..
Ben yazarım eksik eksik
Siz olun tamamlayan
Ben severim eksik eksik
Siz olun tamamlayan..