“Çabalarsan, kaybedersin. Bu düşünce doğru mudur ki?”
“Çabalamazsan, bir şeyi kaybedemezsin bile.”
Elimdeki bayatlamış kurabiyeden bir ısırık daha aldım. Fıstığın tadı ağzıma yayıldı.
“Kayıp-“
“Seni asla bırakmayacağımı söylesem, kaybetmekten korkmayı bırakır mısın?”
“Evet.” Dedim düşünmeden. Çünkü kaybetmekten korkmamın tek sebebi kaybettiğimde onu kaybedeceğim ihtimalinin verdiği dehşet duygu.
“Seni asla bırakmayacağım.”
Oturduğum betonun soğukluğunu hissettim. Karnımı ağrıtıyordu bu soğukluk.
“Beni asla bırakmazsan kaybedecek bir şeye sahip olmam ki.”
…
“Yalnız kalmak ister miydin?”
“En yalnız anımda bile yanımda olmanı isterdim.”
Yağmur damlaları sokak lambasının turuncu ışığıyla birleşince aynı anda hem çok normal hem de çok olağanüstü bir görüntü ortaya çıkarmıştı.
“Sen yanlış birşey yapmadın, güven bana.”
“Ama insanlar yanlış olduğumu söyleyip duruyor. Ben de beynimin içindeki zindanların daha karanlık bölümlerine kaçıyorum.”
“O zindanlara girebilecek tek kişi sensin, çıkabilecek tek kişi olduğun gibi.”
Bıçak tutan elim titriyor. Kalbimin atışları davul vuruşları gibi sanki; Bir gün yok olacak bir maddeden çıkıyorlar.
“Çünkü öyleler.” Diyor o. “Çünkü bir gün yok olacaklar.”
Paçamdan akan kan damlaları kaldırımdaki su ile birleşmişler, bir olmuşlar. Ne kadar güzel bir görüntü. Günahlarımın temizlendiğini kalbimin en iç titreyişlerinden hissedebiliyorum.
“Artık gitmeliyiz.” Diyor yanımda oturan ben.
“Evet, beni burdan kurtarmalısın.” Diyorum kendime.
“Seni kurtaracağım.” Diyor kendim bana. “Her zaman kurtardığım gibi.”
Önümde yatan cesedin bakışları üstümde. O anlamsız gözleri bir daha öldürebilecek olsam tereddüt etmezdim.
“Güneş doğmak üzere.” Diyorum karanlığın içine bakarak.
“Hayır.” Diyor kendim. “Güneş batmak üzere.”
“İkiniz de yanılıyorsunuz.” Diyor yerde yatan ceset. “Güneş hiç var olmadı.”
Üç varlık, yağmur damlaları, kaldırım, fıstıklı kurabiye ve kandan ibaret adamızda duruyoruz sadece. Uçsuz bucaksız karanlığın sonundayız veya ortasındayız.
Hangisindeyiz bilmiyoruz.
Bildiğimiz tek şey var olduğumuz.
Ondan da emin değiliz.