sanırım bir tek kalemimle konuştuğum zamanlar rahatlıyorum.bakıyorum kağıda gözlerini görür gibi oluyorum.kaburgaların kırılmış gibi bir acı hissediyorum sonra anlıyorum ki gözlerinmiş bu hissi bana veren.hani sever gibi bakıp bir hiç gibi gitmeme seyirci kalan gözler…hani giderken bile kal der gibi bakan ama yüreği git diyen şu gözler.gözlerin adam beni kahrediyor.kavuruyor yüreğimi.bir çift göz nasıl olur da “yapamıyorum üzgünüm” sözlerinden daha cok can yakabilir anlamıyorum.seviyorum der gibi baktığı icin mi? sanki dilinin ucunda bir nefeslik “kal” saklıymış gibi olduğundan mı? yazmak bana gelen en iyi şeyken gözlerin de nereden cıktı simdi.Kırmak geliyor içimden kalemimi birde sen geliyorsun kusmak gibi seni kelimelerle.Sarılacağım bir kelimelerim kalmışken onu da cok görme bana adam.ha bu arada bakışların ilkbaharda filizlenen cicekler gibi güzeller.. Ama bir o kadar da sonbaharda yağan yağmurlar kadar hüzün dolu..iki mevsim gizli orada.birinin adı aşk diğerinin ayrılık..sen hangisisin adam ayrılık mı? aşk olsun oysa ne cok benzeşiyor gözlerin aşk mevsimiyle..