Gerçeğin gölgesinde iki gerçek fidandık,sen hep benimle gelecek kurdun,ben o gelecekten kaçmanın hayalini,sen hep bana hasret yaşamaktan korktun,ben hasreti hep içime atmaktan korktum,sen umutluydun,ben umutsuz,sen iyi anne olacağımı düşünürdün,ben daha anne olma fikrini sevmezken,sen hep sevdanın güzel bir şey olduğunu bana ikna etmeye çalışıyordun,ben sen konuşurken içimden esen rüzgarı dinlemeyi,sen bana olan sevdanın içini ateşe çevirdiğini anlatırdın,ben bakışlarına yakalanmamayı,sen maviyi severdin,ben siyahtım,oysa derdin ki rengimiz aynı,sen sesimi severdin,ben sessizliğimi,sen severdin beni,ama ben sevemedim,sen hep gülmemi istedin,ben hep gülüşlerimi senden saklamak,sen saçlarımdan örgüler istedin,ben hep saçımı kestirmeyi,sen hep boynumdan öpmeyi diledin,ben hep kendimi gizlemeyi diledim,sen sarardın beni,ben istemezdim bana dokunmanı,sen hep iyi olmamı dilerdin, oysa ben hiç iyi olamadım bilesin,sen aşık olmamı istedin sana değil anladın sevemeyeceğim seni,istedin ki başkasını sev, aşık ol istedin, ama bilmedin ki ben sevemezdim kimseyi,sen inanmadın bu durumuma,oysa ben inandırmak için hiç bir çaba sarf etmedim,üzgünüm belki çok kırdım,belki hiç sevemedim,her yaşattığım şeyin sana iyi geldiğini söyledin,seni sevmemi istedin ama bayım ben daha kendimi sevemedim,ben gönlümü sevemedim,onun kırık kalbini düzeltemedim,kalkıp birini sevmem imkansızdı,yüreğini kırdım senin,beni seven temiz, iyi yüreğini,üzgünüm canım,ama ben canımı sevemedim,ben içimi kapattım,içim bana kırgın ve sen istedin ki içimi sana açayım oysa ben kırgın yüreğimin affını almamıştım daha, üzgünüm sevemedim seni, yapamadım.