İki kız çocuğu olan bir aile varmış artık erkek çocuk istiyorlarmış, kadın hamile kalmış ama yine kız çocukları olmuş. Babası bu kız çocuğuna onu çok sevsinler diye sevimli kız adını koymuş. Kendisi çok sevimliymiş ama hayatı o kadar sevimli geçmemiş. Ablaları evlenme çağına geldiğinde ailesine destek olmak için okulu bırakmış ve çalışmaya başlamış. Önceleri annesiyle birlikte evde daha sonra ise dışarıya halı dokumaya gitmiş. İki ablası da çok güzel evlilikler yapmış. Ama bizim sevimli kızımız çalışmaktan ve ailesine destek olmakdan evlenememiş. Kendisi halinden memnunmuş. Bir gün pazarda bir kadın onu görmüş ve çok beğenmiş. Sevimli kız görücü usulü evlenmiş ve ailesinden çok uzağa gelin gitmiş. Bu seferde sevimli kızın yüzü kayınvalidesinden dolayı gülmemiş. Kayınvalidesi bir yana daha büyük sorunları varmış, yeni evlenen bu çiftin çocukları olmuyormuş. Sevimli kız sürekli dua etmiş ve hiç hayata küsmemiş. Yüzü hep çocukluğundaki gibi gülmüş. Evleneli 5 sene olmuş Allah sonunda sevimli kızın dualarını kabul etmiş. Birer sene arayla üç çocuk vermiş. Eşi sevimli kıza çok iyi davranıyormuş ama eşinin de alkol problemi varmış. Sevimli kız kayınvalidesi ile ayrı eşiyle ayrı 3 çocuğuyla ayrı uğraşıyormuş. Bunca sorununa rağmen yüzü hep gülmüş ve her zaman Allah’ına yeni bir güne sağlıklı uyandığı için şükretmiş.
Şimdilerde ise yüzü çocukluğundaki kadar masum gülüyor. Öylesine güzel gülümsüyor ki gözleri kayboluyor. Çocukları büyüse de o bahçesindeki ağaçlarıyla, saksısındaki çiçekleriyle konuşup, gülüşüyor. Gülümsesinde beliren çizgilerinin her birinde başka bir hikaye gizliyor. Gözyaşları ise yalnızca onu erkenden bu dünyada yalnız bırakan hayat arkadaşını ziyaret edince o çizgili yanaklarından süzülüyor.