Sevmek başka,yanmak başka…
Hani bir yer var,sol yanının en derinlerinde.
Kenar,kuytu,köşe..
Neyle isimlendirirsen işte..
Tam orası,anladın değil mi?
Oraya giden yollara ne kırıntılar serptim yolu bulsunlar diye ah ah!
Hansel olup canı yanmadan var mıdır,sorarım sana?
Buldular yolu nihayetinde.
Yerleştirdim baş köşeye,
otur bakalım dedim.
Ben suale tutacakken yolu bulan yolsuzum tuttu yüreğimin kenarından;
“Kaldır beni ey yar, oturmaya değil dermana koşmaya geldim,
Yarenin olmaya,yarınların almaya geldim..”
Gelde inanma.
Gelde sevme.
Gelde yanma!
Sonra..
Sonrası hazin..
Yorulan bacaklar,
Yarı yoldan geri dönen koltuk değnekli mısralar,
Çamura bulanmış yürekler..
Ciğer yakan türküler..
Ama oradaydım!
Deseydi ki “yarim,koltuk değneğim olur musun,tutar mısın kalbimden bir ömür?”
“Evet” demeyecek miydim nikah misali?
Demedi!
O gitmeyi tercih etti,ben kalmayı
O uçmayı tercih etti, ben yanmayı…
1 comment
Çok güzel olmuş kardeş 🙂