Sıradanlık; Bir bakıma alışkanlıkların esiri olmak anlamına gelse de, kanıksanmış bir davranışın otomatik olarak gerçekleştirilmesidir. Bu anlamda edimi gerçekleştirilen davranışa bilinçsiz bir yeterlilik te denilebilir. Günlük hayatta rutin kelimesiyle vücut bulmuş bir hâline de rastlamak mümkündür. Peki nedir bu rutin? Fransızcadan dilimize geçmiş yol, güzergah, rota anlamlarına gelen route kelimesinden türetilerek güzergah dışına çıkmama, yoldan sapmama, alışılmış düzenden ayrılmama anlamlarına gelir. Bu anlamları itibari ile yine Fransızcadan dilimize geçen marjinal kelimesiyle yakın ilişkilidir. Fakat ilişkisi rutin sözcüğünün tam tersi olan çizgi dışına çıkma, düzenin dışında kalma anlamlarını ihtiva eder ki, bu da anlaşılacağı üzere düzenin içinde alışkanlıklarının kölesi olan değil, efendisi olan demektir. Her ne kadar sıradanlık yapılan eylem ne kadar değişik olursa olsun sürekli olması durumunda rutin gerçeğine bulaşsa da, yaşantısal bağlamda sıradanlık marjinal bir farklılığa da temas etmekte. Nasıl mı? Günümüz insanı farkında olmadan birçoklarının yapmış olduğu tavır, davranış, giyim, kuşam ve söylemlerini yineleyip durmakta ve maalesef yine farkında olmadan bir başkası üzerinden kendini yeniden tanımlamakta. Dolayısıyla bir türlü kendi olamayan birey marjinal olduğunu zannederek farklılık yaşadığını düşünüp kendini gerçekte bir kopya benlik durumuna düşürmektedir. İşte konunun bu bağlamında sıradanlık çoğunluğun yaptığı şeyi yapmayan, söylediklerini tekrarlamayan birey konumunu oluşturarak gerçek marjinali tanımlamaktadır. Sıradan olan ilk anlamı dışına çıkarak sıradışı bir anlam bütünlüğüne ulaşmakta, yapılan her eylem, söylenen her tümce marjin çizgisinin yani kenar çizgisinin dışında yer bulmaktadır. Herkesin herkes olmaya kalktığı günümüzde denilebilir ki sıradan olmak gerçek marjinal olmaktır. Örneğin sosyal medyada sürekli aynı görsele maruz kalmak o görseli paylaşan kişi açısından sıradışı bir deneyim gibi görünse de aynı yüzü ya da resmi görenler açısından can sıkıcı bir rutine dönüşmekte, bu durumda kendinin düzenin dışında olduğunu zanneden ve farklı akışlara sahip olduğunu düşünen kişi ya da kişiler farkında olmadan gerçek rutini oluşturduklarını bile fark edememektedir. Örnekleri günlük yaşam üzerinden vermek istersek, her ne kadar “insan giysileriyle karşılanır ama söyledikleriyle uğurlanır.” diye bir atasözü olsa da, moda dünyası marjinal bir sen yaratıyor imajı sergileyen yalancı ve sahte bir kapital şirketle topluluğudur. Aynı giysiden, ayakkabı ya da aksesuardan binlerce ve hatta milyonlarca üretilmesi bunun en güzel kanıtıdır. Yine üreten insanın ürettiğini tüketmesi üzerine kurulu olan sistem kendi kuyruğunu ısırıp karnını doyurmaya çalışan bir yılan misali kısır bir döngünün içerisinde döner durur. Tüm marjinalliği üzerine giydiği ve herkes tarafından satın alınabilecek sıradan bir giysi olan kişi için sıradanlık, yaşantısında söz konusu bile olamaz gibi gelir. Oysa, uzun zaman önce çoğunluğun yanında bulunarak aynılık aynasına hapsolmuştur bile… Şimdi durup kendimize sormamız gereken sorular şunlar olmalı; 1.Tüm alışkanlıklar birer rutin midir? Her rutine sıradan gözüyle bakılabilir mi? Gerçek marjinal kimdir ya da nedir? Sıradışı olmak için gerekli olan askari sıradanlık limiti ne kadar olmalıdır? Ertan Yavuz icaforiz_ Okunma : 892 Bunu paylaş:FacebookTwitterWhatsAppBunu beğen:Beğen Yükleniyor... Ertan Yavuz/ icaforiz_ Bir yanıt yazın Yanıtı iptal etYorum yapabilmek için oturum açmalısınız. Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.