Dünya’ya gökyüzüne,dışarıya,evime sanki siyah bir perde çekilmiş.Simsiyah, bir sulu boyadaki siyahın çok sürülmüş hali…Sanki yağlı boyayla yapılmış bir resimdeki siyah renk gibi her şey ve her yer…Öbür renkleri hiç bilmiyorum.Görmek nasip olmadı ve tanıyamadım hiçbirini.İnsanlar hep renklerden bahsediyorlar.Dünya rengarenk diyorlar.Ben dünyaya kendi gözlerimle bakıyorum siyah renk…Dünya sadece duyabildiklerimden ibaret…Kuş cıvıltıları,araba sesleri,çocukların sevinçle gülme sesleri,ben sadece sesleri duyuyorum.Hayatım seslerden ibaret.Bir tutam sese,bir tutam sıcaklığa muhtacım…Doğduğum andan beni bakan büyüten annemin bele sesinden tanıyorum.Çünkü yüzünü bilmiyorum.Babam desen o da halime çok üzülüyor.Belli etmemeye çalışıyor ama ben hissediyorum ve anlıyorum sesinden…Bazen konuşmalarını duyuyorum.Babam diyor ki hep ben kızımın her insan gibi dünyayı rengarenk görebilmesini istiyorum,benim yüzümü bilsin ,görsün istiyorum,annesinin yüzünü görsün istiyorum diyor…Bunları duymak beni üzüyor.Acı olan şey hepsinin gerçek olması,hiçbirinin rüya veya hayal olmaması…
***********************************
Bugün annemle beraber doktora gittik.Gözüm için yapılacak son pansuman günüydü bugün.3 hafta önce ameliyat oldum.Doktor:”Belki görebilir” demişti.O belki sözü bile beni mutlu etti.Belki olur ya görürüm her şeyi…Hayal kurmaya başladım.Düşündüm ve sonra dedim ki ilk gökyüzüne doya doya bakacağım hiç gökyüzünü görmemiş gibi,akşam olduğumda gökyüzündeki yıldızların nasıl bir şevkle dans edişlerini izlemeyi,her yıldız kaydığında dilek tutmayı,Ay’a doya doya bakmayı hayal ettim.İkinci olarak da denizi hep o masmavi diye bahsedilen denizi,hep sesini duyduğum hiç tanışamadığım dalgayla tanışmayı hayal ettim,her insan gibi yüzebilmeyi hayal ettim.Üçüncü olarak da annemi merak ettim.Acaba yüzü nasıldı,gözleri ne renkti,kaşları ince miydi,kalın mıydı,boyu kısa mıydı,uzun muydu,ayakları büyük müydü,küçük müydü,saçları beyaz renk miydi acaba yoksa siyah mıydı?Babam peki nasıl bir beyefendiydi,acaba saçları ne renkti,gözleri renk miydi acaba?Hep bunları merak ediyordum hayatım boyunca ve her gün bu hayal ettiklerimi görebileceğim umuduyla yatağıma yatıyordum.
**********************************************
Hastahanedeydik sonunda.Doktorumun hep gülme sesini duyuyordum ve bugün gözlerimdeki sargı bezi dördüncü defa açılacaktı ve bu sondu.Belki görebilirdim.Belki…Ne kadar uzak bir kelime belki…Ya görecektim sonsuza kadar ya da hiç göremeyecektim sonsuza denk siyah bir boşluk içinde sadece sesleri duyarak yaşayacaktım.Doktorun yanındaydık.Gözlerimdeki sargı bezini yavaş yavaş açıyordu.İlk bir gözümü sonra öteki gözümün sargı bezini açtı.İlk bir puslanma hissettim.Her yer siyah değildi,sadece pusluydu.Puslu da olsa görebiliyordum sonuçta.Doktor iki parmağını göstererek bu kaç diye sonu gelmeye sorular soruyordu…İki,üç,dört,beş diyordum.Doğruydu görüyordum işte.İlk gördüğüm insan annemdi.Her zaman beni seven,ben böyleyim diye üzülmeyen bana mükemmelsin diyen,bana umut veren,gözleri siyah renk,boyu benden uzun,saçları siyah üzerinde yeşil bir palto,siyah bir pantolon,siyah bir ayakkabı vardı.İkinci olarak kendime baktım.Aynaya doğru yürüdüm ve ağladım.Gözlerimin renginin mavi olduğunu,saçlarımın sarı olduğunu,tenimin kumral olduğunu ilk görüşümdü.Doktorumu hep bana ümit veren,göreceksin diyen doktorumu görüyordum…Annemin sevinçle gülerek kızım “Görüyor” diye bağırarak babama anlatışını.Babamın yüzündeki sevinci şimdiden tahmin edebiliyordum.Babam hemen hastahaneye geldi.Babamın siyah saçları,mavi gözleri,kumral bir teni vardı.Her şeyden önce babamdı işte karşımda ilk defa görüşümdü.Daha öncede de vardı yanımda.Ama varlığını bilmiyordum…Babam hastahaneden çıkış işlemlerini yaptıktan sonra ilk denize götürdü.Dalgayla tanıştırdı beni.Kendisi yani dalga çok korkutucu ve eğlenceli bir arkadaştı.Her insan gibi yüzebilmeyi öğretti.Akşam olunca beraber gökyüzüne baktık.Yıldızların dansını izledik,bir yıldız kaydı ve dilek tuttuk.Kumsaldaki kuma ismimi yazık bir ağacın minik bir dalıyla dalganın sileceğini bile bile tekrar tekrar bıkmadan yazdık.Mutluyduk.Daha başka ne isteyebilirdim ki Yaratandan, Yüce Allah’tan?…
Yazar:Cansu Porsuk