Rengarenk tertemiz bir dünya burası. İlk bakışta öyle… Ama yaşarken rengarenk oluyorsun ve tertemiz olmadığını anlıyorsun. Yaşadığım dünyada kırmızı renkte olan mutlu ve aşık insanlar var. Yaşadığım dünyada annesiz, babasız çocuklar var benim gibi. Evsiz, barksız sokak çocukları var. Anne onlara insanlar alaycı bir tavırla bakıyorlar ve onları gördüklerinde yollarını değiştiriyorlar. Bu ayrımı anlayamıyorum. Beni niye bu rengarenk dünyada tek başıma bıraktı? Bu dünya benim anlamayacağım şeylerle dolu. Gece olunca yatak olan kaldırımlar bana insanlardan daha çok değer veriyor. Bazı geceler dertlerimi sokaklara anlatıyorum. Sokaklar sessizlikle dinliyor beni. Bazı geceler de bir sokak köpeğini severken ağlıyorum. Bazı geceler de gökyüzüne bakıp yıldızları seyrediyorum. İlla bunun hesabı sorulacak diyorum ve öksüz, yetim her çocuğu bir bardak sevgiye muhtaç olduğu aklıma geliyor. Sevgiyi tatmayalı, mutlu olmayalı o kadar çok zaman olmuş ki yaşamayı seven ben yaşamaktan korkuyorum. İnsanlardan korkuyorum. Maalesef hepsi iyi değil. İlk bakışta rengarenk tertemiz görünen bu dünyada yaşadıkça nasıl rengarenk olduğunu ve tertemiz olduğunu anlıyorsun. Halime şükrediyorum. Çünkü zoru görmeden, acıyı tatmadan mutlu olunmayacağını biliyorum her insan gibi. Şu an bu dünyanın bana öğrettiği tek şey bu herhalde. Sokak çocuğu olmak kötü bir şey değil…
Yazar: Cansu Porsuk